Jean Genet kimdir
Jean Genet kimdir, Yapıtlarında çağdaş dünyanın ırk ve toplum alanlarındaki önyargılarını şiddetli bir biçimde eleştiren, hizmetçileri, zencileri, aşağılanan kimseleri canlandırırken kötülüğün mekanizmalarım açıkça dile getiren, insanların ikiyüzlülüklerini gizlemek için arkasına sığındıkları perdeleri yırtan Genet, en görkemli tümcelerin içine en bayağı argo sözcükleri katarak dilin bütün olanaklarından yararlanmayı bilmiş ve esininin özgünlüğüyle Fransız edebiyatının önemli yazarlarından biri durumuna gelmiştir.
Jean Genet, 19 Aralık 1910 tarihinde Paris‘te gayri meşru bir ilişki sonucu doğmuştur. Annesi Camille Gabrielle Genet tarafından doğumundan çok kısa bir süre sonra kimsesizler yurduna bırakılarak terk edilince ona Jean adı verilmiştir. Jean, yedi yaşına geldiğinde Burgund yakınlarındaki Morvan’da yaşayan çiftçi bir ailenin yanına yerleştirildi. Jean Genet’in toplumla uyumsuzluğu daha çocukken ortaya çıktı. 10 yaşında hırsızlığa başladı. Birkaç kez hırsızlık suçundan dolayı yargılandı.
Jean Genet, 16 yaşındayken Mettray ıslahevine kondu. 1926 yılında, 3 ay süren ilk hapishane deneyimini yaşayıp serbest kaldığında uslanmamıştı; bu kez reşit olana kadar kalmak üzere ıslahevini boyladı. 1930’ların sertliği ile ünlü bu ıslahevi Genet’yi gerçek bir suçlu haline getirdi.
1929 yılında ıslahevinden kaçıp yabancılar lejyonuna yazıldı. Ancak hırsızlık alışkanlığını burada da sürdürdüğü için lejyondan firar ederek orda burada serserilik yapmaya başladı. Fransa‘dan da ayrılan Jean Genet, günlerini Barselona‘nın Çin mahallesinde ya da Marsilya limanlarında geçirirken yaşamını da hırsızlıktan veya fuhuştan elde ettiği parayla sürdürüyordu. 1937 yılında Fransa‘ya geri döndü ve yeniden suç dünyasına daldı. Beş yıl boyunca ya hırsızlık yaptı, ya fahişelik.
1937’den başlayarak beş yıl içinde tam 14 kez hapis cezasına çarptırıldı. 1942 yılında bir kez daha cezaevine düştüğünde olgunlaşmıştı artık. İlk şiirini yazdı, ilk kitabı Notre-Dame des Fleurs (Çiçeklerin Meryem Anası) yayımlandı. Ardından Miracle de la rose (Gülün Mucizesi) geldi. 1948 yılında yayımlanan Journal du voleur (Hırsızın Günlüğü) bir anlamda Genet’nin otobiografisi niteliğindedir. Bu şiirleri izleyen romanlarında ise doğumu ve eşcinsel eğilimleri nedeniyle toplum tarafından dışlandığını anlatan yazar suçun, fuhuşun ve şiddetin egemen olduğu bir dünyanın portresini çizdi.
1944’te yazdığı Çiçeklerin Meryem Anası adlı romanında 16 yaşındaki bir katilin öyküsünü anlatan yazar, kendine özgü üslubuyla, geri dönüşleri de kullanarak katili kutsuyor. Takma adı Çiçeklerin Meryem Anası olan katil, romanın ilerleyen bölümlerinde okuyucu nezlinde aklanmakla kalmıyor giderek mutlak bir azize ve üst düzey ermişe dönüşüyor.
Le balcon (Balkon), oyunları ve hatta tüm eserleri içinde en çarpıcı olanı kabul edilir. Balkon adlı oyununda yeryüzü egemenlerini alaycı ve acımasız bir dille eleştirir. Bu oyun Türkçe olarak 1998 yılında Tiyatro Stüdyosu tarafından sahnelendi.
İşlediği suçlar yüzünden sık sık hapse giren Jean Genet, 1948 yılında Fransa‘da hırsızlık, yankesicilik, kaçakçılık ve kadın satıcılığı yüzünden onuncu kez yargılandı ve yaşam boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Kitapları sayesinde tanıştığı Andre Gide, Jean Cocteau ve jean-paul-sartre’nın cumhurbaşkanı Vincent Auriol‘a verdikleri dilekçe sonucu 1948 yılında özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu af sonrası, tekrar yeraltı dünyasına dönmemiş, kendisini tamamıyla edebiyata vermiştir.
Ancak toplumsal olaylara, ezilen insanlara karşı hiç duyarsız kalmadı; 1968 Mayısında öğrencilerin, Vietnam Savaşı sırasında Amerikan solunun, ırkçılığa karşı Kara Panterler’in ve İsrail‘e karşı da Filistinliler’in yanındaydı. Bu konular hakkında yazdıkları ve röportajları Türkçe olarak Açık Düşman başlığıyla yayımlanmıştır.
Jean Genet, şiir ve romanlarında ya kendini ya da kendine yakın bulduğu çevreleri anlatırken; oyunlarında, kendini özdeşleştirdiği, toplumun dışında yaşamayı seçen insan topluluklarını dile getirmiştir. Büyük Gözaltı’nda mahkumları, Balkon’da genelevde yaşayanları, Hizmetçiler’de hanımlarını ortadan kaldırmak isteyen hizmetçileri anlatan Genet, Zenciler’de ise Batı uygarlığının baskı altında tuttuğu siyah derilileri konu edinmiştir.
Jean Genet, 15 Nisan 1986 tarihinde 76 yaşında Paris‘de bir otel odasında gırtlak kanserinden ölmüştür.
Eserleri :
Roman
1944 – Notre-Dame des fleurs / Çiçeklerin Meryem Anası
1946 – Miracle de la rose / Gülün Mucizesi
1947 – Pompes Funèbres / Cenaze Töreni
1947 – Querelle de Brest / Denizci
1948 – Journal du voleur Hırsızın Günlüğü
Tiyatro Oyunları :
1947 – Haute surveillance, / Büyük Gözaltı (“Sıkıgözetim”)
1947 – Les bonnes, 1947 / Hizmetçiler
1956 – Le balcon, / Balkon
1958 – Les nègres, / Zenciler
1961 – Les paravents, / Paravanlar
Sanat:
1986 – L’Atelier d’Alberto Giacometti, / Giacometti’nin Atölyesi
Düz yazı :
1986 – Un captif amoureux, / Sevdalı Tutsak
Açık Düşman – Jean Genet’den Seçme Yazılar ve Söyleşiler
Tek Başına – Şatila’da Dört Saat (Four Hours in Shatila (Quatre heures à Chatila)).