Michael Jackson kimdir
Michael Jackson kimdir, Amerikalı, zenci pop müzik ses sanatçısı. Ünü Amerika sınırlarını aşarak, dünya pop müzik tarihine damgasını vurmuş; çıkardığı hemen hemen bütün albümler hit olmuş ve tüm zamanların en iyi satış rakamlarına ulaşmıştır. Benzersiz ve kendine özgü dansıyla, sansasyonel özel hayatıyla, eğlence sektörüne getirdiği farklı solukla, 70’li yıllardan günümüze değin süren müzik kariyeri boyunca dünya çapında bir “pop idolü” haline gelmiştir.
29 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika’nın indiana Eyaleti’nin, Gary şehrinde doğdu. On çocuklu bir ailenin sekizinci üyesi olarak dünyaya gelen sanatçının tam adı, Michael Joseph Jackson’dır. Şarkıcının fabrika işçisi olan babası, Joseph Jackson, müziğe tutku derecesinde bağlıydı ve boş zamanlarında gitar çalıyordu. Eşi Katherine (Scruse) ile evlenip kalabalık bir aile haline geldikten sonra, bu ilgisini çocuklarına da aşıladı.
60’lı yılların başlarında büyük erkek kardeşleri, Jackie, Tito ve Jermaine, babaları tarafından organize edilen “The Jackson Brothers” adında bir grup kurarak, kulüplerde şarkı söylemeye ve yarışmalara katılmaya başladılar. Jackson’un sahip olduğu ses ve dans yeteneği, kısa zamanda fark edildi. Henüz yaşı küçük olmasına rağmen, özellikle solo şarkılardaki performansı nedeniyle, 1964‘de, diğer kardeşi Marlon’la birlikte gruba dahil edildi. Artık beş üyeden oluşan kardeşler, grubun adını “The Jackson 5” olarak değiştirdi.
1968‘e kadar geçen süreçte, amatör çalışmalarına gece kulüplerinde ve barlarda devam eden grup, Harlem–New York‘ta bulunan Apollo Tiyatrosu’nda düzenlenen bir yarışmada birinci gelerek, dönemin en ünlü R&B plak şirketi Motown‘ın kurucusu Berry Gordy‘nin dikkatini çekti. 1968‘te Motown’la imzaladıkları sözleşmeden sonra California‘ya taşınan grubun yıldızı hızla parlamaya başladı. Sözkonusu şirketten Suzanne de Passe‘ın menajerliğinde çıkan ilk dört single, “I Want You Back“, “ABC“, “The Love You Save“, “I’ll Be There” listelerde bir numaraya oturdu. O-Jays grubu ve James Brown gibi soul müziğin önderlerinin izinden giden The Jackson 5, 70’lerin başında zenci pop ve soul vokal gruplarının dünya çapında bir numaralı temsilcisi haline gelmişti. Michael Jackson ise, bu yeni müzik tarzını kendi içerisinde, dansıyla birlikte harmanlayarak, özgün bir tarza dönüştürecek, kendi kulvarında yalnız koşacaktı.
Grubun bu hızlı yükselişinden sonra, güçlü sesiyle, farklı dansıyla oldukça sivrilen ve öne çıkan Michael Jackson, 1971–1976 yılları arasında halen The Jackson 5’a bağlı olarak, yine Motown’dan, “Got To Be There“, “Ben“, “Music and Me” ve “Forever Michael” adlı ilk solo single’larını çıkardı. Artık Jackson için bireysel kariyerin önü açılmıştı.
Walt Disney Pictures tarafından, 1971‘de grubun çizgi filmi yapıldı ve yayına verildi. Ününü tüm dünyaya duyuran Jackson kardeşler, uluslararası konserler serisine 1972‘de İngiltere‘den başladılar ve gittikleri her yerde kapalı gişe yaptılar. Bu dünya turnelerinde Commodores ve Lionel Richie, The Jackson 5’ın alt grupları olarak sahneye çıkmıştı.
1973‘den itibaren grubun satış rakamlarının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte, Motown kontrolü ele alarak, bundan böyle şirket tarafından seçilecek şarkıların seslendirilmesi konusunda Jackson’lara baskı yapmaya başladı. Sıkıntılı günler geçiren grup, 1976‘da şirketten ayrılma kararı alarak, Epic Records‘la sözleşme imzaladı. Bu gelişmeden sonra Motown, Jackson’lar aleyhine, sözleşmeyi ihlal etmek savıyla dava açtı. Aynı yıl, grubun bilgisi olmaksızın “The Jackson 5 Anthology” adıyla karışık bir albüm yaparak piyasaya sürdü. Bu gelişme iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Şirketin sahibi Berry Gordy’nin kızıyla evli olan Jermaine Jackson, taraflar arasındaki bu ihtilaftan dolayı, gruptan ayrılarak Motown’da kaldı. İsim hakkını kaybeden Jackson kardeşler ise, Jermaine’in yerine en küçük kardeşleri Randy’i gruba dahil ederek, The Jacksons olarak ismini değiştirdi. Yenilenen grup için artık yeni bir dönem başlıyor; Michael ise zirveye doğru koşar adım ilerliyordu.
The Jacksons kısa zamanda toparlandı ve 1976– 1984 yılları arasında, ağırlıklı kendi parçalarından oluşturdukları albümler ve single’larla kariyerlerinde yükselmeye devam etti. Yeni şirketlerinden altı yeni albüm çıkaran grubun, 1978‘deki Destiny çalışması neredeyse patlama yaptı ve Jackson kardeşlerin en başarılı albümleri arasında yer aldı. Bu albümün Michael için de ayrı bir önemi oldu. Çünkü kendi bestelediği şarkılar, dünya çapında büyük beğeni topladı ve grubun klasikleri arasına girmeyi başardı. Böylece Michael’ın “beste yapabilme” gibi başka bir yeteneği daha ortaya çıkmış oldu. Söz konusu albüm iki milyondan fazla satarak, grubun ve özellikle de Michael’ın ününe ün kattı.
1978‘e gelindiğinde ise, Michael için farklı tecrübeler söz konusu olacaktı. Jackson, korkuluğu canlandırdığı The Witz adlı müzikal filmde, aralarında aşk dedikodusunun çıktığı Diana Ross ile birlikte rol aldı. Tam da bu dönemde, müzikalde kullanılacak olan şarkıları aranje eden Quincy Jones‘la Michael’ın yolları kesişti. Jones, ünlü pop starın gelecekteki başarısının ortaklarından biri olacaktı. Çünkü, film prodüksiyon aşamasındayken, Jackson’la Jones oldukça uyumlu bir ortaklık kurdular ve Michael’in bağımsız ilk solo albümünü birlikte yapmak için anlaştılar. Böylece 1979‘da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan “Off The Wall“, Jones’un prodüktörlüğünde Epic Records’tan çıktı. “Don’t Stop ‘Til You Get Enough“, “She’s Out Of My Life“, “Off The Wall“, “Rock With You” gibi dünya çapında ses getiren birçok hit parçayı içinde barındıran bu albüm, inanılmaz satış rakamlarına ulaşarak, Michael’ı pop müzik ve eğlence dünyasının idolü haline getirecek; sanatçıya ilk önemli ödüllerini kazandırmaya başlayacaktı. 1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü – Off The Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Single – Don’t Stop ‘Til Get You Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu. Aynı yılın Şubat ayına gelindiğinde, Michael yine “Don’t Stop ‘Til Get You Enough”la “En İyi R&B Erkek Vokal” dalında ilk Grammy ödülünü aldı. Bir caz müzisyeni olan Jones’un, albümdeki parçalarda bu müzik türünü altyapıya yerleştirmesi doğal karşılanırken, bununla yetinilmeyip disco ve funky tarzı ritimlere de yer vermiş olması, sadece Michael’e özgü yeni bir müzik türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Elbette bu da, Jackson’a benzersiz ve evrensel bir ün getirdi. İlk olarak yakın arkadaşı, Elizabeth Taylor tarafından kendisine atfedilen ve sonraları yaygın bir ifade şeklini alan “pop idolü” benzetmesi, özellikle bu dönemlerde anılmaya başlandı.
İlk solo albümünün getirdiği başarıların yanı sıra, Jackson kardeşlerle de çalışmaya devam eden Michael, 1980‘de grupla birlikte “Triumph” albümünü çıkardı. Bestelediği şarkılar ve bunlara yazdığı sözlerle Triumph’a damgasını vuran yine Michael oldu. “Can You Feel It“e çekilen farklı klip de büyük ses getirdi ve sanatçının dans yeteneği milyonlarca müziksever tarafından yadsındı. 1982‘de ise, ünlü pop yıldızına, En İyi Çocuk Albümü dalında Grammy ödülü kazandıracak olan et (Extra-Terrestrial) filminin orjinal soundrack’i “Someone in the Dark” şarkısını seslendirdi.
1982 yılı, ünlü pop yıldızı için neredeyse bir dönüm noktası oldu. Jackson’ı hemen hemen bugün bulunduğu noktaya getiren ve efsaneleştiren albüm, “Thriller“, Epic Records’tan yine Quincy Jones prodüktörlüğünde müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Genellikle arka arkaya, single halinde piyasaya sürülen albümün “Wanna Be ‘Startin“, “Billie Jean“, “Beat It“i de içeren her şarkısı hit oldu ve müzik tarihinde tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşarak rekor kırdı. Şarkıların yanı sıra, dört hit parça için kısa film tadında çekilen, güçlü ve geniş bütçeli prodüksiyon gerektiren ilginç klipler de büyük yankı uyandırdı. MTV, Billie Jean’le, ilk defa zenci bir şarkıcının video klibini yayınlamış oldu. Fantastik bir konuyla kurgulanmış ve danslarla görsel bir şölene dönüştürülmüş Thriller şarkısının 13 dakikalık klibi ise, patlama yaptı ve gelen talepler üzerine VHS formatında piyasaya sunularak, yine ulaşılamayacak bir satış rekoruna imza attı. Klipte Michael’in sergilediği özgün dans kareografileri, birçok gence ilham kaynağı oldu.
Özellikle Jackson kardeşler olarak katıldıkları Motown’ın 25.kuruluş yıldönümünde, Billie Jean’i seslendirirken sergilediği “moonwalk” denilen ayak kaydırma hareketi, Jackson’ın imzasıyla tarihe geçti.
37 hafta zirvede kalan ve Billboard albüm listesinde 122 hafta geçiren Thriller, elbette birçok ödülü de beraberinde getirdi. 1984 yılında, 12 dalda aday gösterildiği Grammy’den 8 ödülle ayrılan Jackson, bir gecede en çok ödül alan sanatçı ünvanını, 2000 yılında Carlos Santana egale edene kadar elinde tutmayı başardı (Ödüllerin yedisi Thriller’a giderken, biri de, 1982‘de seslendirdiği “Someone in the Dark”a verildi). Albüm aynı yıl, 8 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Video Müzik Ödülü ve Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazandı.
Bu sırada, Pepsi-Cola’yla sponsorluk anlaşması imzalayan ve kardeşleriyle birlikte şirketin reklam filmlerinde rol alan Jackson’ın başına talihsiz bir olay geldi. Reklam çekiminde, havai fişek gösterisi esnasında saçları alev alarak cildinde ciddi hasar meydana geldi. Jackson, gördüğü fiziksel zarardan şirketi sorumlu tuttu ve tazminat davası açtı. Lehine sonuçlanan davadan kazandığı astronomik meblağı ise, tedavisini yürüten hastaneye bağışladı.
1984‘te, Thriller rüyası devam ederken, kardeşleriyle tekrar biraraya gelerek “Victory” albümünü çıkardılar. Bu albümde de Michael tarafından yazılmış ve bestelenmiş hit parçalar bulunuyordu. Jackson kardeşlerin en başarılı albümü olan Victory için 5 aylık uluslararası dev bir turne düzenlendi. Turne gelirinin tümünü bağışlayacaklarını duyurması üzerine, Jackson’ın adı, jest olarak Hollywood yıldızlar geçidine eklendi. 1985‘te, “Beat It” adlı şarkısını, alkollü araba kullanmaya karşı televizyonlarda ve diğer basın-yayın organlarında yürütülen kampanyalarda kullanılmak üzere bağışlaması nedeniyle, dönemin devlet başkanı Ronald Reagan tarafından, teşekkür amacıyla Beyaz Saray‘a davet edildi. Jackson ileriki yıllarda, ünlü bir dünya starı olarak, çok daha fazla ses getirecek sosyal sorumluluk ve insani yardım projelerini hayata geçirecekti. Bunlardan en önemlisi, USA For Africa kampanyası çerçevesinde, özellikle Doğu Afrika‘da açlık sınırında ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan insanlar için, Lionel Richie ile birlikte yazdığı “We Are The World” parçasıydı. Dünya çapında en çok satış rakamına sahip single olma özelliğini hala taşıyan şarkı, Stevie Wonder, Tina Turner, Diana Ross, Ray Charles, Cindy Lauper gibi ünlülerin de aralarında bulunduğu 40’dan fazla popüler sanatçı tarafından seslendirildi. Bu başarının ardından, We Are The World’le Richie ve Jackson, Yılın Şarkısı dalında Grammy Ödülü’nü almaya hak kazandı.
1985 yılı yıldız şarkıcı için yalnızca övgülerle geçmedi. Jackson, içinde birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş parçanın yanı sıra, özellikle Beatles‘a ait 200’den fazla şarkının telif hakkını bulunduran ATV Müzik‘in en büyük hissesini satın alarak, birçok tartışmaya neden oldu. En sert tepki de müzayedeyi düzenleyen yakın arkadaşı, söz yazarı Paul McCartney‘den geldi. Bu olay, dostluklarının ve bilhassa ortak söz yazarlığı çalışmalarının sonu oldu. Sözkonusu tartışmaların ardından, birtakım basın ve medya çevreleri, uzun süre yaşamak için Elephant Man‘ın kemiklerini satın almaya kalkıştığından, ilginç tavırlarına kadar birçok konuda sanatçıya karşı alaycı bir üslup kullanmaya ve adından “Wacko Jacko” gibi irrite edici şekilde bahsetmeye başladı.
1986‘da, George Lucas‘ın yapımcılığında ve Francis Ford Coppola‘nın yönetmenliğinde çekilen “Captain EO” adlı kısa filmde Jackson, Kaptan EO rolüyle ekranların karşısına geçti. 17 dakika olmasına rağmen yaklaşık 17 milyon dolara malolan film, o güne kadar çevrilmiş, dakika başına en büyük maliyete sahip filmdi. Disneyland‘da gösterime giren film için Jackson, “Another Part of Me” -sonradan “Bad” albümünde de yer aldı- ve “We Are Here To Change The World” adlı iki yeni parça seslendirdi.
1987‘de, pop yıldızı, “Bad” albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones’un prodüktörlüğünü üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, “I Just Can’t Stop Loving You“, “Bad“, “The Way You Make Me Feel“, “Man In The Mirror” ve “Dirty Diana” gibi single’lar listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı. Albümün tanıtımından sonra Jackson, yine Pepsi sponsorluğunda, 16 ay gibi oldukça uzun bir zaman alacak ilk solo dünya turnesine çıkarak hayranlarıyla buluştu; 123 konser verdi. Bu arada Pepsi reklamlarıyla ekranlarda boy gösterdi. Dönüşündeyse, Bad şarkısına, Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık, yine kısa film niteliğinde bir klip çekildi. Ancak klipteki yeni Michael Jackson görüntüsü, neredeyse şarkıdan daha çok konuşulur hale geldi. Çünkü ünlü şarkıcının hem yüzünde, hem de ten renginde çok belirgin ve şaşırtıcı değişiklikler vardı. Medya, sanatçının, zenci olmaktan utandığı için ten rengini beyazlatmaya çalıştığı, burun estetiği, alın kaldırma ve dudak inceltme operasyonu gibi birçok ameliyat geçirdiği iddialarını ortaya attı. Ancak ünlü şarkıcı, 1988 yılında kendi yazmış olduğu Moon Walk adlı otobiyografisinde, sadece iki tane estetik operasyon yaptırdığını ve çenesindeki yaralardan dolayı da cildi için cerrahi işlem uygulandığını yazdı. Bad’in klibi de tüm bu sansasyonlara rağmen, oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı.
Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams‘ın Jackson’a eşlik ettiği “Moonwalker” adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti.
Filmin başarısından sonra, paparazzilerden ve hakkında türetilen dedikodulardan bunalan Michael, Hayvenhurst‘te ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ederek, 2700 dönümlük dev bir alana kurulu Neverland çiftliğini satın aldı ve orada gözlerden uzak yaşamaya başladı. Çok küçük yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı için, özlemini kurduğu çocukluk günlerini yaşayabilmek adına, lunaparktan hayvanat bahçesine, büyükçe bir göle kadar kendine apayrı bir dünya kurdu bu çiftlikte. Ancak ileriki yıllarda, çiftliğinde misafir ettiği minik arkadaşlarına cinsel tacizde bulunma suçuyla yargılanacağı günler çok uzak değildi.
1991‘de, Jackson, müzik şirketini değiştirerek astronomik bir rakamla Sony‘le sözleşme imzaladı. 15 yıllık bir sürece ve altı albüm ile bir film çalışmasına dayanan kontrat, Michael’e sağladığı ekonomik getiriyle, adından çok söz ettirdi. Aynı yılın Kasım ayında, sanatçının yeni albümü “Dangerous” piyasaya çıktı. Albümün hit parçası olan “Black or White“a David Lynch yönetmenliğinde çekilen klip, olay yarattı. Klip, şiddet ,cinsellik ve ırkçılık gibi öğelere gönderme yapıyor; özellikle sonlarına doğru görülen bazı sahnelerle şimşekleri üzerine çekiyordu. Sözkonusu klibin, medya ve kamuoyunda yarattığı tartışmalar nedeniyle, Jackson bir basın bülteni yayınlayarak üzüntüsünü ifade etti ve ihtilafa konu olan bölümleri kaldırttı. Bu sansasyonlara rağmen, “Remember the Time“, “In the Closet“, “Jam” gibi hit parçalar daha çıkaran albüm, 17 milyonluk bir satış rakamına ulaştı. Sanatçının çıktığı ikinci dünya turnesi, hemen her ülkenin basın-yayın organları tarafından birebir takip edildi.
1992‘de, MTV tarafından kanalın ilk uluslararası yarışması yayınlanmaya başladı. Dünya çapında birçok insanın katılabildiği yarışmanın ödülü ise, Michael’le bir akşam yemeğiydi. Oldukça büyük ilgi uyandıran yarışmanın talihlileri, ünlü sanatçının “In The Closet” adlı single’ının klip çekimlerinde biraraya geldi. Ertesi yıl ise, ABC kanalınca Jackson kardeşlerin gerçek hayat hikayelerine dayanan görsel biyografileri “The Jacksons: An American Dream” yayına sunuldu. Gerçekten de, neredeyse bir rüyanın dünyanın gerçek olgularıyla yakın temasa geçtiği bir hikayeye sahip olan Michael ve kardeşlerinin, evrensel popülaritesinin altında yatan neden belki de buydu.
Aynı yıl, Jackson, sosyal sorumluluk çerçevesinde, hümanist projelere imza atmaya devam etti ve “Heal the World Foundation” adı altında bir fon kurdu. Fonun amacı, çocukların daha iyi ve eşit yaşam koşullarına sahip şekilde büyümesini, yaşadıkları topluma faydalı hale gelmesini sağlamaktı. Kuruluşun faaliyet merkezi Kaliforniya civarında, Santa Ynez‘di ve yardıma muhtaç çocuklar, ünlü yıldızın Neverland çiftliğindeki oyun alanlarından yararlanıyordu.
1993‘de 27.Superbowl maçının devre arasında mini bir konser veren Michael, Amerikan televizyonlarında o zamana kadar elde edilmiş en büyük izlenme payına sahip oldu ve yaklaşık 100 milyon kişiyi ekranları başına topladı. Şubat ayında düzenlenen 35.Grammy Ödül töreninde, Jackson’a “Yaşayan Efsane” ödülü verildi. Mart ayında ise, Soul Train tarafından Yılın Hümanisti ödülüne layık görüldü.
Aynı yıl, Jackson, Neverland’de konuk ettiği çocuklara karşı cinsel istimarda bulunma iddiasıyla suçlanarak yargı önüne çıkarıldı. İddianın kaynağı, sanatçının çiftliğinde bulunmuş olan çocuklardan birinin anlattıklarıydı. İlginç kişiliği, farklılaşan görüntüsü ve çiftliğinin bahçesine yaptırdığı oyun alanlarıyla, iddiaların doğruluğu arasında medya tarafından sürekli bağlantı kurulmaya çalışılıyordu. Kimi zaman yalancı şahitler ortaya çıkıyor; yeni iddialar ortaya atılıyor; bunların gerçekleri yansıtmadığı kanıtlanınca, başka başka gelişmelerle durum aydınlatılmaya çalışılıyordu. Olay yaratan davalar zinciri, dünya ve özellikle Amerikan basınını karıştırmış; medaya kuruluşları bile kendi içinde karalama ya da aklama politikalarına soyunmuştu. Yılın sonlarına doğru, Jackson, çiftliğinden uydu aracılığıyla iddialara yanıt verdi ve bunların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. 1994′ün Ocak ayında sonuçlanan davalardan birinde mahkeme, Jackson’ı para cezasına çarptırdı. Meblağ tam olarak açıklanmasa da, basına yansıyan bilgi, 20 milyon dolar olduğu yönündeydi. Ancak bu ceza tazmin edilmedi.
1995‘in sonlarına doğru, bu tatsız iddiaların biraz durulmasıyla birlikte, Michael Jackson, efsane rock şarkıcısı Elvis Presley’in kızı olan Lisa Marie Presley ile hayatını birleştirdi. 19 ay gibi kısa bir zaman süren bu evlilik, yine büyük tartışmalara neden oldu. Ancak evliliğin sona ermesinden sonra Lisa Marie, Michael’in gay olduğu ve yankıları halen süren taciz davalarının üstünün örtülmeye çalışıldığı gibi birçok iddianın gerçekleri yansıtmadığını, pop kralının gayet normal ve sağlıklı bir erkek olduğunu açıkladı.
Jackson, “HIStory: Past, Present And Future” adlı yeni albümününün birinci bölümünü, 1995‘in Haziran ayında çıkardı. HIStory Begins, albüm serisinin başlangıcıydı ve cover’lanmış 15 eski hit parçadan oluşuyordu. Serinin ikinci bölümü, HIStory Continues ise, 15 yeni parçayla piyasaya sürülmüştü. İlk albümün ilk single’ı, büyük liste başarısı sağlayan “Scream” oldu. Kızkardeşi Janet Jackson’la birlikte seslendirdiği bu parçaya çekilen klip ise, tüm zamanların en pahalı videosu oldu. Jackson kardeşler “Scream”le, MTV Video Müzik Ödülleri gecesinden, farklı kategorilerde 3 ayrı ödülle ayrıldı. Anti-Semitik ifadeler içerdiği için Yahudi toplumunun tepkisini çeken “They Don’t Care About Us” şarkısı, HIStory albümünden çıkan dördüncü single oldu. Parçanın anti-semitik sözleri, sonraki düzenlemelerde sound’a uygun bir şekilde değiştirildi. Albümün başarısı üzerine 1996‘da yine dünya turnesine çıkan Michael, henüz konserler devam ederken Deborah Jeanne Rowe ile evlenerek; Michael Joseph Jackson, Jr. (Prens olarak da bilinir) adında bir erkek ve Paris Katherine Jackson adında bir de kız çocuk evlat edindi. Ancak bu evliliğini de sürdüremeyen Jackson ile Rowe, 1999 yılında olaylı bir şekilde boşandı. Sansasyona neden olan şey, evlat edinilen çocukların velayet davasıydı. Popun kralı hakkında yapılan tartışmalar bununla da sınırlı kalmadı. 1996‘da Brit Ödülleri gecesinde, “Earth Song” adlı parçasını, beyazlara bürünmüş ve çevresini sarmış birçok küçük çocukla seslendiren Jackson, iki ağaç arasında kollarını açtığı figürü nedeniyle, kendisini Mesih gibi gördüğü iddiaları ile karşı karşıya kaldı.
1997 yılına gelindiğinde, ünlü pop şarkıcısı, HIStory albümünün hit parçalarının remix’lerinden oluşan “Blood on the Dance Floor: HIStory in the Mix” i piyasaya çıkardı. Albümün çıkış parçası “Blood on the Dance Floor“, “Is It Scary” ve “Ghosts” büyük ilgi gördü ve iyi bir liste başarısı kazandı. Michael, bu albümünü, büyük yardımını gördüğü Elton John‘a ithaf etti. “Is It Scary” ve “Ghosts”a, Jackson ile Stephen King tarafından yazılan, Stan Winston tarafından yönetilen 35 dakikalık bir klip çekildi. Halen dünyanın en uzun müzik videosu olma özelliğini koruyan klip, yine uluslararası bir başarı kazandı.
2001’de Jackson, 13 ülkenin pop müzik listesinde bir numaraya oturacak olan “Invisible“‘ı çıkardı. “You Rock My World“, “Cry” ve “Butterflies” gibi hit single’larla piyasalarda fırtına gibi esti. Ancak, albüm çıkmadan önce, ünlü yıldızın, Sony Müzik’in sahibi Tommy Mottola‘yı, süresi dolmak üzere olan kontratlarını yenilemeyeceği doğrultusunda uyarmasına rağmen, Jackson’la şirketin arası açıldı. Yasal prosedürler nedeniyle, albümle ilgili tüm promosyonlar ve single satışları iptal edildi. Mottola’nın, Afrika kökenli Amerikan sanatçılara saygısız davrandığını ve hakaret içerikli konuşmalar yaptığını iddia eden Michael, şirketin zenci artistleri çıkarları doğrultusunda kullandığı yönünde bir açıklama yaptı. Sony ise, sanatçının iddialarında doğruluk payı olmadığını savundu.
2001 yılının Eylül ayında, yıldız şarkıcı, solo kariyerinin otuzuncu yılını doldurması şerefine, Madison Square Garden‘da bir kutlama partisi düzenledi. Bu özel gecede, Usher, Whitney Houston, Destiny’s Child, James Ingram, Gloria Estefan, Liza Minelli gibi birçok ünlüyle düet yapan Michael, kardeşleriyle de özel bir performans sergiledi.
2002 yılında bir konser için gittiği Berlin‘deki otel odasının penceresinden, küçük bebeğini sarkıtması, ünlü sanatçı hakkında yine büyük tartışmaların patlak vermesine neden oldu. Kaliforniya barosundan avukat Gloria Allred, Kaliforniya Çocuk Koruma Servisi’ne suç duyurusunda bulunarak, Jackson’ın bebeklerinin koruma altına alınmasını istedi. Bu olaylar, şarkıcının geriye dönük çocuk istismarı suçlamalarıyla tekrar karşı karşıya kalmasına neden oldu.
2003 yılında, İngiliz gazeteci Martin Bashir tarafından “Living with Michael Jackson” (Michael Jackson’la Yaşamak) adlı bir çalışma yayınlandı. Bashir ve ekibi, 18 ay boyunca sanatçıyı filme aldı. Çalışmada bu görüntülerden enstantaneler verildi ve yıldızın özel hayatıyla ilgili kendi ağzından bilgiler aktarıldı. Görüntülerde, Michael’in kanserli bir çocuğu yatak odasına alıp diğer bir çocukla yan yana yatırması, hoş karşılanmayarak söylentileri arttırdı.
Yine 2003’te, Jackson, “Resurrection” adında bir albüm çıkaracağı haberini verdi ve albümün promosyonunu kısa bir filmle yaptı. Aynı yılın Mart ayında, “Xscape” şarkısının çıkacağı, yayın organlarında duyulmasına rağmen, bilinmeyen nedenlerden dolayı iptal edildi. Bunun yerine yılın sonlarına doğru, Jackson’ın zirveye çıkıp hit olmuş tüm parçalarını içeren “Number Ones“, Sony Records etiketiyle CD ve DVD formatında piyasaya sürüldü ve 8 milyondan fazla bir satış rakamı yakaladı. Albümdeki tek yeni parça olan “One More Chance“in klip çekimlerinde, yine çocuk istismarı iddiasıyla üçüncü kez tutuklanan Jackson, masum bulunarak salıverildi. Aynı yıl, basında Michael Jackson’ın dinini değiştirerek İslamiyet‘i seçtiği ve Müslüman olduğu yönünde haberler çıktı. Sonrasında ise, 2005‘te, bir cami yaptırdığı haberleri çıktı.
2004 yılının Ağustos ayında VH1 müzik kanalında, “Man In The Mırror: The Michael Jackson Story” adında, sanatçının hayat hikayesini anlatan görsel bir biyografi yayınlandı. Gavin Arviso tarafından Jackson aleyhine tekrar gündeme getirilen cinsel çocuk istismarı suçlamalarına karşılık, ünlü rap şarkıcısı Eminem “Just Loose It” şarkısıyla göndermeler yaptı. Tartışmaların alevlenmesi üzerine Michael, açıklama yapmak zorunda kaldı.
2005 yılının Haziran ayında, hakkında açılan on davanın tamamından beraat eden Jackson, Bahreyn‘e yerleşti. Burada zamanını yeni besteler yaparak ve Katrina Kasırgası mağdurlarına ithafen “I Have This Dream” şarkısını yazarak geçirdi. Bu şarkının seslendirilmesinde Ciara, Snoop Dogg, Keyshia Cole, James Ingram, Jermaine Jackson, Shanice, Shirley Caesar ve The O’Jays gibi ünlüler yer aldı. Ancak, şarkı bilinmeyen nedenlerden dolayı yayınlanmadı.
Hakkındaki suçlamalar bitmek bilmeyen Jackson, 2006‘da, bir erkeğin cinsel saldırı iddiasıyla karşı karşıya kaldı. Ancak davadan beraat etti. Şubat ayında, Jackson’la eski eşi Deborah Rowe’un velayet davası sonuçlandı. Mahkeme, eski eşlerin çocukları üzerindeki haklarını sınırlandırarak ihtilafa açık bir karar verdi. Mart ayında ise, Kaliforniya İşçi Dairesi, sigorta ücretlerini ödemediği gerekçesiyle Neverland çiftliğini kapatarak, sanatçıyı, 69 kişiden oluşan her bir işçi başına 1000 dolar olmak üzere, toplamda 69.000 dolar tazminat ödemeye mahkum etti.
Jackson Nisan ayında, Two Seas adlı müzik şirketinin CEO’su olan İngiliz müzik yapımcısı Guy Holmes ile, 2007‘de çıkması planlanan tek albümlük bir sözleşme yaptı. Mayıs 2006’da ise Tokyo‘da, MTV’nin Japonya lokasyonu tarafından düzenlenen Video Müzik Ödülleri’nde Yaşayan Efsane ödülünü aldı. Uzun bir aradan sonra Michael’in ekranlarda göründüğü ilk geceydi bu. Kasım ayında, ünlü pop yıldızının, “Visionary: The Video Singles” adında, yirmiden fazla hit şarkısını içeren bir çalışması, yine Sony Müzik etiketiyle yayınlandı. Guiness Dünya Rekorları’nın Londra ofisinde 8 dalda layık görüldüğü ödülleri alan Jackson, Dünya Müzik Ödülleri’nde, 100 miyondan fazla satış rakamına ulaştığı için Elmas ödülün de sahibi oldu.
Michael Jackson 25 Haziran 2009 tarihinde, Los Angeles şehrindeki malikanesinde baygın halde bulundu. Kişisel doktorunun ve de New York İtfayesi’nin ilkyardım ekiplerinin müdahaleleri yeterli olmayınca, Ronald Regan UCLA Hastanesi‘ne kaldırıran Jackson, 21:26’da dünyaya gözlerini yumdu.
Michael Jackson’ın cenaze töreni 7 Temmuz 2009 tarihinde, Los Angeles’da büyük bir hayran kitesinin eşliğinde yapıldı. Mariah Carey, Steve Wonder, Usher ve pek çok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşen anma etkinliklerini dünya çapında milyonlarca insan izledi.
28 Ağustos 2009 tarihinde yapılan adli tıp açıklaması, Jackson’ın ölüm nedenini cinayet olarak gösterdi. Jackson’ın Propofol, Lorezepam ve Midazolam adlı, bir araya geldiklerinde insan vücuduna zarar verebilen üç ilacı aynı anda kullandığını ortaya çıkartan rapordan sonra Jackson’ın kişisel terapisti Conrad Murray hakkında soruşturma başlatıldı.
Jackson, ölümünden kısa bir süre önce, 1997 yılındaki HIStory Dünya Turnesi‘nden bu yana yapacağı en büyük dünya turnesine hazırlanıyordu. Turnenin başlangıcından üç hafta önce vefat eden Jackson’ın albümleri Amerika Top 10 listesinin neredeyse tamamını aynı anda elinde tutarak tarihin en hızlı albüm satışlarından birisini gerçekleştiriyor.
Michael Jackson hakkında ziyaretçi yorumları