Alexander Fleming kimdir, Penisilini bulan İskoç bakteriyolog. Buluşuyla modern tıbbın antibiyotiklere bakışını değiştirmiş, milyonların yaşamını kurtarmıştır.
Alexander Fleming, 6 Ağustos 1881 tarihinde Darvel, İngiltere’de Lochfield, Darvel, İskoçya 8 çocuklu bir ailenin ferdi olarak doğmuştur. 7 yaşında iken babası öldü. Louden Moor Okulu, Darvel Okulu ve ardından Kilmarnock’taki akademide iki yıl bulundu. Mary Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmeden önce dört yıl denizcilik nakliye ofisinde çalıştı. 1901 yılında Paddington’daki St. Mary Hastanesi Tıp Okulu’nda ve Londra Üniversitesi‘nde okudu. 1906 yılında mezun oldu. 1908 yılında akut bakteri enfeksiyonları konulu tezi ile ve üstün başarı belgesiyle yüksek lisansını tamamladı. Ardından 1. Dünya Savaşı çıkana dek Londra‘daki St. Mary”s Hospital’da hizmet verdi. St. Mary’de aşı tedavisi öncülerinden Sir Almroth Edward Wright’in yanında çalıştı.
ÖğrenciÜniversitesi Tıp Fakültesi’nde ölene kadar çalıştı. 1921 yılında asistanlıktan Sir Almroth Edward Wright’in yardımcılığına, 1928 yılında ise bakteriyoloji profesörlüğüne yükseltildi. 1946 yılında enstitü kimliğine kavuşmuş olan aşı bölümünün yöneticiliğini Sir Almroth Edward Wright’dan devraldı. 1948 yılında Londra Üniversitesi’ndeki öğretim görevinden emekli olmasına rağmen aşı enstitüsündeki görevine devam etti.
1. Dünya Savaşı‘nda 1914-1918 yılları arasında yüzbaşı rütbesiyle hekim olarak görev yaptı. Savaş esnasında cephelerde bulundu. Cephelerdeki hizmeti sırasında askerlerin enfeksiyonlar sonucu korkunç ölümlerine şahit olmuştu, savaşın bitiminden sonra St. Mary”s Hospital”a geri döndü ve çalışmalarını antiseptikler üzerinde yoğunlaştırdı. Savaştan sonra laboratuvar çalışmaları yanı sıra St.Mary’de bakteriyoloji dersi verdi. 1921 yılında uzun araştırmalarının sonucunu antibiyotik lisozimi bularak gördü.
Alexander Fleming, aslında her iki keşfini de 1920li yıllarda rastlantılar sonucu yapmıştır. İlki olan lizozom, Fleming”in içinde bir bakteri ağı olan kapların içine hapşırması sonucu bulundu. Birkaç gün sonra fark etti ki mukusla temas eden bölgedeki bakteriler ölmüştü.
1928 yılının Eylül ayında stafilokok basili kültürleriyle bir deney gerçekleştirirken, birkaç gün için laboratuvar havasına açık bırakılan kültür tabakalarından birinin küflenmiş olduğunu, bakterilerin küf (mantar) tabakasının çevresinde büyümekten yoksun kaldıklarını gördü. Mantarlar Staphylococcus aureus bakterisi tarafından sarılmış kaplarda yetişmişlerdi. Fakat dikkatle incelendiğinde görünecekti ki bu mantarlar, zararlı olmaya potansiyeli olan bakterileri yıkıyordu, bunun anlamı mantarın zararlı hücreleri yok ettiğiydi. Bunun önemini hemen kavradı ve Küfü Pénicilliumun bir türü olarak tanımladıktan sonra bu güçlü karşı bakterin maddesine Penisilin adını verdi. Bir yıl sonra 1929’da Penisilin adını verdiği keşfi hakkında bir makale yayınladı. Daha sonra penisilinin zehirleyici olmadığını ve birçok zararlı bakterinin gelişimini engellediğini buldu.
Fleming genellikle bahçe toprağı ile çalışırdı, bu da bir kimyager için zor bir işti, çünkü bahçe toprağını analiz etmek, elemek ve içinde doğru mantarları yetiştirmek uzun ve zahmetli bir süreçti. Fleming buluşunu buradan daha ileriye taşımadı. Buluşun bu günkü haline gelmesi iki farklı bilim adamına kalmıştı, Howard Florey ve Ernst Boris Chain, penisilininin geliştirilip etkili bir hale getirilmesini sağladılar. Bu çalışmaları sayesinde İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında pek çok insanın yaşamı kurtuldu.
1943 yılında Royal Society‘ye üye kabul edildi; 1944 yılında şövalye unvanıyla birlikte John Scott onur madalyasını aldı; ertesi yıl meslektaş ve yurttaşları Sir Howard Walter Florey ve Ernst Boris sonra Florey ile Chain, klinik bir deneme için yeterli nicelikte penisilin saflaştırıp elde etmeyi başardılar.
Alexander Fleming, 1915 yılında İrlanda, Killala’da Sarah Marion McElroy ile evlendi.Bir oğlu oldu. eşi 1949 yılında ölünce. 1953 yılında Yunanlı bir meslektaşı Dr. Amalia Koutsouri-Voureka ile evlendi.
Alexander Fleming, 11 Mart 1955 tarihinde Londra, İngiltere’de 74 yaşında kalp krizi sonucu ölmüştür.
Ödülleri :
1945 – Fizyoloji veya Tıp dalında Nobel tıp ödülü verildi.
1944 – şövalye unvanıyla birlikte John Scott onur madalyasını aldı.
Alexander Fleming’in İlginç Hayatı :
Bir İngiliz karı koca, yanlarına oğullarını da alarak yaz tatillerini tabiatla iç içe geçirmek üzere İskoçya’nın uçsuz bucaksız kırlarına gitmişlerdi.
Bu tatil günlerinin birinde genç adam köyün hemen yanıbaşındaki koruda tek başına dolaşmaya çıktı. Ağaçlar arasındaki su birikintisinin dayanılmaz çekiciliğine kapılarak oracıkta soyunup suya girdi. Başına geleceklerden habersizdi tabii…
Delikanlı, vücudunu serin su birikintisinin keyfine bırakmıştı ki dayanılmaz bir sancıyla bir anda ne olduğunu şaşırdı. Delikanlının ayağına kramp girmişti. Her kramp bir öncekinden daha şiddetli geliyor ve onu acılar içinde kıvrandırıyordu. Genç adam birkaç dakika içinde kendini suyun üzerinde tutacak son gücünü de tüketti. Hayat mücadelesini kaybetmeye başladığını hissetmişti ki, dehşet ve panik içinde can havliyle bağırmaya, yardım çağırmaya başladı.
Suyun yakınlarında bir yerde, tarlasında çalışmakta olan bir köylü çocuğu, canhıraş feryatları duyunca hemen işini bırakıp sesin geldiği tarafa doğru koştu. Suyun içinde çırpınmakta olan bir yabancı gören genç köylü hemen suya atlayarak delikanlıyı boğulmaktan kurtardı.
Delikanlının babası, oğlunun mutlak bir ölümden kurtulmasına vesile olan genç köylüyle tanışıp teşekkür etmek için evine davet etti.
Delikanlının babası sohbet sırasında cesur köylüye gelecekle ilgili planlarını sordu. “Babam gibi çiftçi olacağım maalesef” diye isteksizce cevap verdi genç adam. Baba şükran duygularıyla vefa borcunu ödemek için aradığı fırsatı bulduğunu düşündü.
“Başka bir şey mi olmak isterdin yoksa?” diye sordu genç köylüye.
“Evet” diye başını öne eğdi genç İskoç, “Hep doktor olmak isterdim. Ama bizler fakir insanlarız. Böyle pahalı bir eğitimi babam karşılayamaz…”
“Üzülme… İstediğin olacak…” dedi, İngiliz baba. “Tıp fakültesinde okuman için gerekli bütün masraflarını karşılayacağım!..”
Bu hadisenin üzerinden uçok zun yıllar geçti. Tarih Aralık 1943’ü gösterdiğinde Winston Churchill Kuzey Afrika’da hastalandı. Teşhis zatürreydi. Hem de çok şiddetli bir zatürre. Hemen, o günlerde penisilin adı verilen mucizevî ilacı keşfeden Sir Alexander Fleming’e haber gönderildi.
Alexander Fleming, hemen İngiltere’den uçağa binerek Afrika’ya ulaştı ve yeni ilacını hastası İngiltere Başbakanı’na tatbik etti. Penisilin keşfine kadar ölümcül bir hastalık olan zatürre, Churchill’i öldürmeyi başaramadı. İlaç hemen tesirini gösterdi. Penisilini keşfeden ve bu ilacı ile Başbakanı bizzat tedavi eden Alexander Fleming, Winston Churchill‘in hayatını kurtardı.
Hem de ikinci kez!?
Yıllar önce İskoçya’daki küçük gölde genç Churchill’i boğulmaktan kurtaran ve çiftçi olacakken baba Churchill’in maddi desteği sayesinde tıbbiyeyi okuyan genç İskoç, Doktor Alexander Fleming‘ten başkası değildi.