Augustus kimdir, Augustus, Roma İmparatorluğu‘nun ilk İmparatoru, MÖ 23 Eylül 63 tarihinde İtalya Roma’da doğdu, MS 19 Ağustos 14 tarihinde Nola, İtalya’da öldü.
Augustus, Milattan önce 23 Eylül 63 tarihinde Roma‘da doğmuştur. Tam adı Gaius Octavius Thurinus’dur. Babası ile aynı adı taşıyan Gaius Octavius Thurinus’un annesinin adı ise Atia idi. Jül Sezar dayısı idi. Çocukluğu Roma yakınlarındaki Velletri’de yaşayan dedesinin yanında geçti. Babası MÖ 59 yılında, Octavianus henüz dört yaşındayken öldü. Annesi ve üvey babası Lucius Marcius Philippus’un tarafından büyütüldü.
Augustus (Gaius Octavius Thurinus) 17 yaşında iken MÖ 46 yılında Jül Sezar tarafından yaptırılan Venüs Genetrix Tapınağı için düzenlenen Yunan oyunlarında görevlendirildi.
M.Ö. 45 yılında Jül Sezar onu mirasçısı ve manevi oğlu olarak tanımladı. Bu durumda Augustus, dönemin konsülü Marcus Antonius‘a rakip oldu.
Augustus, ertesi sene M.Ö. 44 yılında Doğu Seferi için İliria’da hazırlık yapan Jül Sezar‘ın ordusuna katıldı. Jül Sezar 15 Mart M.Ö. 44 tarihinde senatoda öldürülünce Roma‘ya geldi. Manevi babası Jül Sezar‘ın adı olan “Gaius Julius Caesar Octavianus” adını aldı.
Jül Sezar‘ın M.Ö. 15 Mart 44 tarihinde öldürülmesinden sonra imparatorlukta; Marcus Antonius ve Augustus her ikisi de hak iddia etti. Jül Sezar‘ın eşyalarını ve belgelerini üzerine alan Marcus Antonius ile arası gerildi. Augustus, Jül Sezar‘a hizmet eden eski askerlerini etrafında toplamaya başladı.
MÖ. Eylül 44 ayında, ünlü hatip Marcus Tullius Cicero, Antonius’u senatonun karşısındaki en büyük tehdit olarak gösteren bir dizi konuşmayla Antonius’a karşı saldırıya geçti. Roma‘daki atmosferin aleyhine dönmesi ve konsüllük görevi yakında sona erecek olması nedeniyle, Antonius Senato’dan Sezar’ın suikastçilerinden birisi olan Decimus Junius Brutus Albinus tarafından yönetimi kendisine devredilen Cisalpina Galya eyaletinin kontrolünün kendisine verilmesini içeren bir kanun geçirmeyi denedi. Bu arada Octavian, İtalya‘da Sezar’ın eski askerlerinden oluşan özel bir ordu oluşturdu ve 28 Kasım’da Antonius’un iki lejyonunu ikna edici bir para teklifiyle kendi tarafına çekti. Octavianus’un büyük ve etkili gücü karşısında Antonius, Roma’da kalmasının kendisi için tehlikeli olacağını anlayarak 1 Ocak’ta kendisine devredilen Cisalpine Galya’ya kaçtı ve senatoya rahat bir nefes aldırmış oldu.
Augustus, yandaşlarının da destek vermesi sonucunda MÖ. 1 Ocak 43 tarihinde Senato’da yer aldı. MÖ 43 yılı Nisan’ında Marcus Antonius‘un güçleri Forum Gallorum ve Mutina savaşlarında yenildi ve Antonius Galya Transalpine’ye geri çekilmek zorunda kaldı.
Augustus, Marcus Antonius ve Marcus Aemilius Lepidus; üçü Mutina (bugünkü Modena) yakınlarında bir nehirdeki adada bir araya geldi ve MÖ Kasım 43’te İkinci Triumvirate’yi (Üçlü İttifak) oluşturdular.
Augustus ve Antonius, M.Ö. 42 yılında Makedonya’da Jül Sezar‘ın katilleri olan Brütüs ve Cassius‘a karşı Philippi Savaşı’nı kazandılar.
M.Ö. 40 yılında, büyük Roma İmparatorluğu’nun idaresi üç Triumvir arasında paylaşıldı: İliria’yı doğusu Marcus Antonius’un, batısı Augustus, Afrika bölgesi ise Lepidus tarafından yönetildi. Marcus Antonius‘un Parthlarla yaptığı savaştaki başarısızlığı, Kleopatra ile yaşama tarzı Romalılar tarafından iyi karşılanmadı.
Augustus, yönetiminden ise bölgede yaşayan herkes memnun kalmıştı. Augustus M.Ö. 31 yılında arasının tekrar bozulduğu Marcus Antonius ile Atina‘nın kıyı kenti Actium’da deniz ve kara savaşları yaptı ve bu savaşları kazandı. Mısır‘da yapılan savaşı da kazanınca Marcus Antonius öldürüldü, Kleopatra intihar etti.
Augustus, tek hakimi olduğu Roma‘da yaşanan toplumsal kargaşa ve iç savaşı sona erdirdi. Genel barışı sağladı. Augustus’un Roma lejyonlarının çoğunluğu üzerinde sahip olduğu hâkimiyet, Senato’ya karşı silahlı bir tehdit oluşturmasını sağlamış, senato kararlarına baskı yapabilmesinin önünü açmıştır. Senato muhalefetini silah yoluyla devre dışı bırakabilecek durumda olması karşısında, Senato Augustus’un mutlak liderliğine karşı ses çıkaramaz hale gelmiştir.
Yönetimi yeniden düzenleyerek; M.Ö. 28 yılında senatoda bulunan senatör sayısını 1000’den 800’e düşürdü (bu sayı M.Ö. 18’de 600’e indi); Vatandaşların borçlarını sildi; Roma topraklarında bulunan tüm tapınakların onarımlarıyla ilgilendi; tüm yetkilerini Senato’ya bıraktı. Senato da ona kutsal bir anlamı olan Augustus unvanını verdi. İdareye sonsuz yetkiler tanıdı (M.Ö. 27). Böylece, Roma’da bir imparatorluk dönemi olarak adlandırılan Principatus dönemi başlamış oldu.
Principatus Dönemi’nde Augustus, eyalet yönetimlerine reformlar getirdi: Halihazırda asker bulunduran tüm eyaletler imparatora bağlandı. Askeri meseleleri olmayan eyaletler ise Senato’da kaldı. Valilere aylık maaşlar verip ellerinden tüm mali yetkileri aldı. Yolsuzlukların önüne geçti. Halkı vergi toplayıcıların baskısından kurtardı.
M.Ö. 12 yılında Lepidus’un yaşamını yitirmesi sonucunda, Pontifex Maximus (Başrahip) unvanını da elde etti. Böylece mülkiyet, din ve mali konularında tek yetkili oldu.
İmparatorluğun tüm bölgelerinde kamu çalışmalarına önem verdi; Ordunun bir kısmını terhis etti. Onun dönemi içerisinde Mısır (M.Ö. 30), Küçük Asya (Anadolu), Galatya (M.Ö. 25) ve İdea (M.Ö. 6) Roma eyaletlerinden oldu.
Augustus’un saltanatı, görece bir barış dönemi olan ve Pax Augusta ya da Augustus Barışı olarak adlandırılacak dönemin başlangıcı olmuştur. Sınırlarda sürekli devam eden savaşlar ve taht kavgasından çıkan ve Dört İmparator Yılı olarak bilinen iç savaş dışında, Akdeniz dünyası iki yüzyıldan uzun bir süre barış içerisinde yaşamıştır. Augustus, Roma İmparatorluğu’nun sınırlarını genişletmiş, sınırları “bağımlı tampon devletler” yardımıyla güvenlik altına almış ve Partlarla diplomasi yoluyla barışı sağlamıştır.
Sorunları barışçıl yollarla halletti. Aile bağlarını güçlendirmek adına yasalar yaptı. Şairleri ve yazarları muhafaza etti.
Augustus‘un düşüncesine göre, uzun süren savaşlar Roma‘daki dini inançların çökmesi ve yozlaşma yüzünden olmuştu. Bu bağlamda Roma Pagan Dini yeniden güçlendirildi. Geleneksel Pagan Tanrıları’nın varlığı insanlara hatırlatıldı ve tapınaklar inşa edildi. Bu mimari atılım aynı zamanda festivaller ve dini bayramlar ile desteklendi.
Bu girişimlerden biri de Augustus’un sağ kolu Agrippa‘nın Pantheon Tapınağı‘nı inşa etmesidir. Yıkılan tapınak daha sonra yine Pax Romana dönemi imparatoru Hadrianus tarafından M.S. 125 yılında tekrar inşa edildi.
Roma’daki Antik Çağ Eseri Pantheon Tapınağı
Roma vergilendirme sistemi düzeltti, Augustus‘un finansal reformları, Roma İmparatorluğu‘nun inşasında büyük rol oynadı. İmparator Augustus, finans sistemini tamamen yeniden ele alarak, devlete kalıcı gelir sağlayacak iki önemli vergiyi devreye soktu.
Bunlardan biri “Tributum Capitis” adıyla her Roma vatandaşının ödemesi gereken varlık vergisiydi. Ayrıca toprak sahibi olup da, bu yolla gelir elde edenlerden “Tributum Soli” adıyla bir toprak gelir vergisi alınıyordu.
Resmi bir kurye sistemi ile birlikte yeni yollar yapıldı, “Her yol Roma’ya çıkar” lafının hakkını verecek yollar inşa edildi. Bu sayede mal alışverişi kolaylaştı ve ticaret hacmi arttı. Augustus döneminin en önemli inşaatlarından Augustus Forumu inşa edildi. Bunun yanında Apollo ve Caesar tapınakları yapıldı.
Roma’nın siyasi durumuna göre Savaş Tanrısı Mars ve Barış Tanrısı Pax adına da tapınaklar inşa edildi. Augustus’un kazandığı zaferleri onurlandırmak için Zafer Takları ve halk için Roma Hamamları yapıldı.
Sabit bir ordu (ve küçük bir donanma) oluşturulmuş, Praetorian muhafızlığı kurulmuş ve resmi bir polis gücü ve Roma yangınlarıyla mücadele etmek için bir itfaiye gücü tesis edilmiştir. Roma şehri onun döneminde yeniden inşa edilmiştir. İtalya, 11 eyalete bölündü ve başlarına da Prefect (Vali) düzeyinde yöneticiler atandı. Roma‘nın daha iyi yönetilmesi için, şehir 14 ilçeye bölündü. Roma bölgesindeki Prefect‘in birçok sorumluluğu vardı. Tüm ticaret loncaları ve şirketlerin kontrolü, şehrin ihtiyacı olan erzakın temin edilmesi, lağımların ve su sisteminin sağlıklı kalması ve binaların bakımı gibi pek çok şey ona bağlıydı. Valinin bu karmaşık işleri yürütmesi için Cohortes Urbanae ve Vigiles Urbani isimli iki alt makam ona bağlanmıştı. Ayrıca Roma’nın yaşam kaynağı Tiber Nehri‘nin ıslahı da onların göreviydi.
Tarihçi yazar Titus Livius Roma tarihinin onun dönemine kadarki bölümünü yazdı: Ab Urbe Condita (Şehrin Kuruluşundan İtibaren).
Şair Vergilius Maro Roma’nın kuruluşu hakkında ulusal bir destan yazdı: Aeneis. Roma Edebiyatı en aydınlık dönemini onun zamanında yaşadı.
Augustus’un oğlu olmadı. İkinci eşinden olma kızı ile üçüncü eşinin oğlu olan Tiberius‘u evlendirdi.
Ölümünün evvelinde, Res Gestae diye Augusti isminde bir eserde yaptığı çalışmaları anlattı. Bu eseri Vesta Tapınağının rahibesine teslim etti. Ölümünün ardından bu eser Senato’da Tiberius tarafından okundu. Vasiyet ettiği şekilde iki sütun üzerine yazılmış bir şekilde adını taşıyan tapınağın önüne dikildi. Kopyalar diğer eyaletlere yollandı.
Ankara’da bulunan Hacıbayram Camii’nin yanındaki Augustus Tapınağı’nın duvarlarında Latince ve Eski Yunanca olarak tam metni bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Antiokheia’da (Yalvaç) Latince ve Apollonia’da (Uluborlu) antik Yunanca yazılmış bölümleri bulunmuştur.
İmparator Augustus, 40 yılı aşkın bir süre Roma İmparatoru olarak kaldıktan sonra, Milattan sonra 19 Ağustos 14 tarihinde İtalya‘da Napoli yakınlarında Nola kentinde 77 yaşında ölmüştür. Yerine üvey oğlu Tiberius geçmiştir.
14 yılında ölümü üzerine, Augustus senato tarafından Romalıların ibadet etmeleri gereken bir tanrı ilan edilmiştir. Adları olan Augustus ve Caesar, sonradan gelen tüm imparatorlar tarafından kullanılmış ve Sextilis ayının adı onun anısına Augustus olarak değiştirilmiştir.
Eşleri :
1.eşi: Clodia Pulchra (e. MÖ 42–MÖ 40)
2.eşi: Scribonia (e. MÖ 40–MÖ 38),
3.eşi: Livia Drusilla (e. MÖ 38–MS 14).