Beyruni kimdir, Fars kökenli İslam bilginidir. Gökbilim, matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır.
Beyruni, 4 Eylül 973 tarihinde Harezm‘de doğmuştur. Tam adı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el- Biruni’dir. Fars kökenli İslam bilginidir. Daha küçük yaştayken Harzemşahların sarayıyla irtibata geçti. Meşhur Matematikçi Emir Ebu Nasr Mansur Bin Ali Bin Irak’ın himayesine girdi. Abdüssamed Bin Samet El-Hakim ve İbn-i Sina‘dan dersler aldı.
22 yaşındayken Batı Haınca Beyruni önce Rey’e, ardından da Cürcan’a gitti. 1001 yılında Harezm’e geri döndü. Gazneli Mahmud‘un Harezm’i 1017 yılında istilasına kadar Harezm’in Gürgenç kentinde kaldı. Sonra da Gazne’de yaşadı.
Yetiştiği dönemde, İslam ve batı dünyasında Beyrunî düzeyine erişebilen bir bilim adamına rastlanılmamaktadır. XI. Yüzyılı, bilim tarihçileri Beyrunî Çağı olarak da adlandırmışlardır.
Ortaçağ bilginlerinin ortak yanları, birçok bilim dalında çalışma yapmalarıdır. Beyrunî’de de bu özellik kendini açıkça gösterir. 148 eser verdiği bilinen Beyrunî, başta matematik, astronomi ve coğrafya olmak üzere fizik, tıp, eczacılık, doğabilim, jeoloji, sosyoloji, felsefe, tarih, dinler tarihi ve dilbilim dallarında 110 kitap yazmıştır. Bunlardan ancak 32 si günümüze kadar ulaşmıştır. O ilmi belgelere dayanmanın mecburiyetini, olayın deney ve tecrübelerle ispat edilmesi gerektiğini ilk defa öne süren alimlerdendir.
Beyruni, Arapça, Farsça, İbranice, Rumca, Süryanice, Türkçe, Peçenekçe, Sanskritçe, ve Yunancaya vakıftı.
Dünyanın kendi ekseni etrafında ve Güneş etrafında döndüğünü söylemiştir. Bu düşüncenin İslam ülkelerindeki ilk temsilcisidir. Beyruni dünyanın yuvarlak olduğunu hem ekseni hem de güneşin etrafında döndüğünü Copernicus‘ten tam 500 sene evvel ispatlamıştı. Yıldızların uzaklığını, yüksekliğini ve açılarını tesbite yarayan usturlab denilen ölçüm âletlerini geliştirmiş; bunun yanısıra yeni yeni âletler yapmıştır. Beyrunî, kendi yaptığı âletlerle, dünyanın çapını ve ekliptik eğilimini de doğruya çok yakın bir şekilde hesaplamıştır. “Kanunu`l-Mes`udi fi`l-hey`e ve`n-nücum” adlı eseri, dünyada yazılmış ilk astronomi kitaplarından biri sayılabilir.
1030 yılında Gazneli Mahmud‘un oğlu için yazdığı “Al Kanun Al Mesudi” (Mesud’un Yasası) adlı kitabı bir ansiklopedi niteliğindedir ve trigonometri tarihi için çok önemlidir. Bu yapıtında kendisindelem ve hesaplarını da eklemiştir. 11 ciltten oluşan bu kitapta; zaman ve takvim, trigonometri, küresel astronomi, özel astronomi problemleri (Ay hareketi, Ay’ın çeşitli zamanlardaki şekilleri, gezegen hareketleri, yıldız kataloğu) ve jeodezi konuları anlatılmaktadır.
Gazneli Mahmut’un Hindistan’ı zaptından sonra Hindistan‘a gitti. Sultan Mahmut onu Hazine genel Müdürü yaptı. Orada Sankstristçe öğrendi. Burada matematik, astronomi, fizik ve tabii ilimlerle coğrafya üzerinde çalışmalar yaptı.
Coğrafya ve matematiksel coğrafya konularında derinlemesine çalışmalar yapan Beyrunî özellikle yerleşim alanlarının enlem ve boylamlarını belirlemeye öncelik tanımıştır. İslamiyet’te mevki tayini büyük önem taşır. Namaz vakti kıbleye yönelmek gerekliliği, İslam kentlerinin Mekke’ye göre coğrafi mevkilerinin tayinini gerekli kılıyordu.
Dünyanın yuvarlak oluşunda tereddüt etmediği gibi, dünyanın dönüşünü , hatta yerçekiminin varlığını ortaya koymuştur. Isaac Newton‘dan asırlar öncesi Beyruni yerçekimi hakkında şunları söylemiştir:
Arz dönüyorsa bu dönüşünden dolayı her şey niye fırlamıyor? Denilirse şu cevabı veririz: Bu durum çıkardığımız teoriyi çürütemez. Çünkü yer her şeyi çekiyor. İşte bu çekim yeryüzündekilerin fırlamasına mani olur. Beyruni optikle de ilgilendi. Ve ışığın sesten hızlı olduğunu söylemiştir.
Araştırmadığı konu, ilgilenmediği saha kalmamıştır. Enteresan olan, Beyruni’nin el attığı sahaların birçoğunda kalburüstü eserler verebilmiş olmasıdır. Öyle ki, Beyruni’nin veriminin çok küçük bir kısmı uzman olmayan, ortalama okur tarafından anlaşılabilir. Zira Beyruni, çok büyük emeklerle envai çeşit bilgi derlemiş, çok ileri rasatlar yapmış, son derece de hassas ve ileri hesaplamalarla cetveller hazırlamış ve bunları, ancak konun experlerinin nüfuz edilebilecekleri tektır. Çin porselenlerinden Germenlerde demirciliğe; Musevilerin, Hintlilerin, Songdluların takvimlerinden bilinen bütün kavimlerin kutsal günlerine, bayramlarına ve envai çeşit dil ve mahalli lehçenin içerdiği terimlere değin çok geniş bir entervaldeki konular/olgular onun veriminde bir dahinin pirizmasından süzülen halleriyle boy gösterirler. Denilebilir ki Beyruni, tarihsel derinliği ve gelişimiyle irtibatlandırarak, çağının neredeyse bütün bilgilerini özümsemiş, bunları ‘şahsi ansiklopedisi’nde bir araya getirmiştir. Hiç kuşku yok ki, bütün bu verimi ortaya koyabilmek için o döneminin bütün önemli dillerini öğrenmekle yetinmemiş, bazı ölü dilleri ve çok yaygın olmayan lehçe ve ağızları da hıfzetmiştir. Bu yanıyla Beyruni İslam Aleminde çok nadir bir numunedir.
Beyruni, 13 Aralık 1048 tarihinde Gazne’de 75 yaşında ölmüştür.
Türkiye’de 1973 yılında El- Biruni adına posta pulu basılmıştır. Biruni’ye ait bir minyatür, İstanbul’daki Topkapı Müzesi’nde bulunmaktadır.
Kitapları :
– El-Âsâr’il-Bâkiye an’il-Kurûni’i-Hâli-ye
– El-Kanûn’ül-Mes’ûdî
– Kitâb’üt-Tahkîk Mâ li’l-Hind
– Tahdîd’ü Nihâyeti’l-Emâkin li Tas-hîh-i Mesâfet’il-Mesâkin
– Kitâbü’l-Cemâhir fî Mâ’rifet-i Cevâ-hir
– Kitâbü’t-Tefhîm fî Evâili Sıbaâti’t-Tencîm
– Kitâbü’s-Saydele fî Tıp
– Kalıt