Burhan Doğançay kimdir, En ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, 2009 yılında Murat Ülker tarafından 2,2 milyon TL’ye alınmıştır.
Burhan Doğançay, 11 Eylül 1929 tarihinde İstanbul‘da üç çocuklu ailenin ilk çocuğu olarak doğmuştur. Annesi Hediye Hanım, babası ressam ve harita subayı Adil Doğançay‘dır. Lise yıllarında Ankara‘da yaşadılar. Ankara’da Gençlerbirliği takımında futbol oynadı. Sanat eğitimini ilk olarak babasından ve tanınmış ressam Arif Kaptan‘dan aldı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında babası ressam Adil Doğançay‘ın teşvikiyle resim çalışmalarına başladı.
1950 yılında eğitimine devam etmek üzere Paris‘e gider. Bir zamanlar empresyonist sanatçılarıyla ünlü bir kıyı kasabası olan Honfleur’de kalır. Burada kasabanın takımıyla futbol oynar, resim yapar ve suluboya tablolarını Madame Boutiron’un balık dükkanında sergiledi.
1952 yılında yetersiz harçlığıyla geçinebilmek için İngiliz filmi ‘Innocents in Paris’te Ronald Shiner‘ın dublörlüğü, Amerikan Yurdu’nda gece bekçiliği, barmenlik, hatta Amerikan kilisesinde yerleri süpürmek gibi ek işler yaptı. Danimarka, İsveç, Almanya, İsviçre ve İtalya‘ya seyahat etti.
Burhan Doğançay, 1953 yılında Paris Üniversitesi‘nde ekonomi doktorasını yaptıktan sonra, Paris‘teki öğrencilik yıllarında La Grande Chaumiere’de resim çalışmalarına katıldı. 1955 yılında Ankara‘ya dönerek Ticaret Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Doktorasını bitirip Ankara’ya döndüğünde Sanat Sevenler Kulübü’nde babasıyla ortak sergisini açtı.
İlk kişisel sergisini 1956‘da Ankara‘da açtı. 1958 yılında Brüksel‘deki Dünya Fuarı’ndaki Türk Pavyonu’nun direktörü olarak, Monako Prensesi Grace Kelly, Belçika Kralı I. Baudouin, Hollanda Prensi Bernhard ve Hollanda Prensesi Beatrix (Kraliçe Beatrix) gibi birçok ileri gelen isim ve ünlüyle tanıştı. Ve bunu New York, Washington, Ohio, İsviçre, Almanya, Kanada, Belçika, İsveç ve Japonya sergileri takip etti.
1959 yılında Ankara Sanatseverler Kulübü’nde babasıyla üçüncü ortak sergisini açtı. Turizm Genel Müdürlüğü’ne atandı. Manila‘daki (Filipinler) XIV. Dünya Turizm Konferansı’nda Türkiye‘yi temsil eder. İşi gereği yurtdışı gezilerini sürdürdü ve ilk kez ABD‘ye gitti.
Kompozisyon-01 tablosu
1961 yılında 22. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne beş resmi kabul edildi. 1962 yılında New York‘a gitti. 1962-1964 yılları arasında da New York‘taki Türk Turizm ve Enformasyon Ofisi Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
1963 yılında New York‘taki Washington Square Galleries’de, Jasper Johns, Andy Warhol ve Willem de Kooning gibi tanımış isimlerin de yer aldığı World Show sergisinde Türkiye‘yi temsil etti. Çalışmalarında tekrarlayan bir motif olarak kent duvarlarını seçer ve Manhattan sokaklarında karşılaştığı duvarları kağıt yüzeyinde yeniden yaratır. Genel Kent Duvarları Serisi böyle başlar. Bu noktadan sonra Burhan Doğançay ‘duvar sanatı’ terimini sanat dünyasının dağarcığına dahil etmek için çalışır.
1964 yılında Guggenheim müzesi müdürü Thomas Messeonuna alması, sanatçının bu zorlu mücadeleden galip geleceğine olan inancını daha da pekiştirdi.
1964 yılında ressam olmaya dair çocukluk hayalini gerçekleştirmek için görevinden istifa eder. Kolajları ve düzenlemeleri için ilham ve hammaddeyi New York sokaklarında aramaya başlar. ABD‘deki ilk kişisel sergisini New York‘taki Ward Eggleston Galerisi‘nde açar. Sergi önemli bir başarı olsa da, eserler satılmaz. New York‘u betimleyen 80 resimden oluşan koleksiyon için, New York Kenti Takdir Belgesi’yle ödüllendirilir. Solomon R. Guggenheim Müzesi Direktörü Thomas M. Messer ile tanışır ve dost olur. Doğançay’ı New York‘ta kalıp şehrin zorluklarına göğüs germeye teşvik eden Messer’in sanatçının kariyerinde önemli bir etkisi vardır.
1965 yılında New York suluboyaları Journal American dergisinin 3 Ocak ve 8 Ağustos sayılarına kapak olur. Afiş Panosu (1964), Solomon R. Guggenheim Müzesi koleksiyonuna dahil olur. Böylece Doğançay’ın ilk kez bir yapıtı bir müzenin kalıcı koleksiyonuna alınır.
1966 yılında bir başka New York suluboyası daha Journal American dergisinin 27 Şubat sayısına kapak olur. Kapılar Serisi kapsamında üç pencere yaratır. Bunların ikisi sonradan Münih‘teki Pinakothek der Moderne, biri ise Minneapolis’teki Walker Sanat Merkezi tarafından alınır. 1967 yılında New York’un çoğu metro istasyonunun graffiti sanatçılarının saldırısı altında olduğu bu dönemde New York Metro Duvarları Serisi’ne başlar.
1969 yılında Los Angeles‘te Tamarind Lithography Workshop Fellowship ödülüne ve 1995 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından sanat dalında başarı madalyasına layık görüldü.
1972 yılında 70’ler boyunca devam edeceği Hücum Serisi’nin ilk çalışmasını üretir. Hücum Serisi’nin ayırt edici özelliği, iki kat kağıtta alttaki katın üstteki yüzeye hücum ederek onu yırtması ve üstte kalan kağıdın kıvrımlarının çarpıcı bir üç boyutluluk izlenimi vermesidir. Bu seri, sonradan gelecek Kurdeleler ve Koniler serilerinin habercisidir. Kurdeleler Serisi, kurdeleyi andıran yırtılmış kağıt parçaları görünürde duvardan dışarı fırlayarak, kaligrafik biçimleri andıran gölgeler oluştururlar.
1972 yılında müstakbel eşi Angela Haussmann’la New York’taki Hotel Pierre’de düzenlenen Macar Balosu’nda tanışır.
New York duvarlarıyla başlayacak önemli esin kaynağı olan ‘’Duvarlar” serisine de aynı yıllarda başladı. 1975 yılında buradan yola çıkan Burhan Doğançay, 114 ülkeyi kapsayacak olan “ Dünya Duvarları” fotoğraf projesine başladı. 1982‘de bu projenin ürünlerini, Paris‘te Georges Pompidou da ‘’Fısıldayan Duvarlar” adı altında ilk kez sergiledi.
1975 yılında İsrail‘e bir gezi düzenledi. 1976 yılından 1977 yılına kadar İsviçre‘de yaşadı ve Dünya Duvarları projesi için seyahat etti.
114 ülkeyi gezerek, burada şehir duvarlarının fotoğraflarını çekti. Sanatçının eserleri dünyanın en önemli müzelerinde sergilenmektedir.
1979 yılında ABD vatandaşlığına kabul edilir ve Türk hükümetinin izniyle çift pasaporta sahip olur.
Ayrıca 1982’de Paris‘te Centre Pompidou’da, 1992’de St. Petersburg’da ve 1983’de Montreal’de Musée d’Art Contemporain’de önemli kişisel sergiler düzenledi. 1987‘de 1. İstanbul Bienali’ne katıldı.
1983 yılında Fransa‘nın ünlü halı merkezi Aubusson’dan Burhan Doğançay’ın tasarımları duvar halısı olarak dokunmaya başlandı. 1984–1986 yıllarında New York‘ta gökdelen inşasını fotoğraflarla belgeler. Manhattan‘daki gökdelenlere tırmanmak ve demir işçilerini çalışırken görüntülemek için özel izin alır. Demir işçileriyle kurduğu dostluk onu 1986’da büyük bir onarım geçiren Brooklyn Köprüsü’ne götürür ve Doğançay, güvenlik ağlarıyla kaplanan köprünün fotoğraflarını çekme fırsatını elde eder.1986’da büyük bir onarım geçiren Brooklyn Köprüsü’nün 19 adet büyük boy fotoğrafı New York kentinin 100.yıl kutlamalarında 1998 yılında JFK Uluslararası Havaalanı’nda iki yıla yakın bir süre sergilendi. Daha sonra bu fotoğraflar ‘’Walls of the World” adı altında kitap olarak yayınlandı.
1991’de Çamlıca Sanat Evi’nde özgün baskı çalışmaları yaptı.
1991 yılında Dünya Duvarları projesi için Togo, Benin, Güney Afrika, Namibya, Zimbabve ve Rusya‘ya gider. Johannesburg‘un merkezindeki duvarların fotoğraflarını çekerken saldırıya uğrar ve fotoğraf makinesi bıçak zoruyla çalınır ancak sivil polisler sayesinde makinesini gelir alır ve olayı yalnızca birkaç sıyrıkla atlatır. İstanbul‘da Artess Çamlıca Baskı Atölyesi’nde Süleyman Saim Tekcan‘ın gözetiminde Duvarlar-1980 çalışması için 10 adet ipek baskı gerçekleştirir.
1992 yılında ona Takdir Madalyası veren Rusya Kültür Bakanlığı’nın davetlisi olarak, St Petersburg’daki Rus Devlet Müzesi’nde bir kişisel sergi açan ilk ‘batılı’ sanatçı olur (Duvarlar ve Kapılar 1990-91). Sergi daha sonra Moskova‘daki Sanatçılar Birliği’ne taşınır.
1993 yılında 30 yılını Manhattan‘da iki odalı bir apartman dairesinde geçirdikten sonra sonunda SoHo Singer binasında gösterişli bir çatı dairesine taşınabilir.
1999 yılında Beyoğlu’nda harap durumda, beş katlı bir binayı satın alır ve değerli dostları Oktay Duran ile Cem Bahadır‘ın desteğiyle üç yıllık restorasyon süreci başlar. Restorasyonun tamamlanmasından sonra burada Burhan ve Adil Doğançay’ın çalışmalarından temsili bir kesitin sergilenmesi planlanır. New York Kenti Müzesi’nin düzenlediği New York Yüzyılı: Dünya Başkenti, Kentimiz, 1999-2000 sergisinde Doğançay’ın da bir Brooklyn Köprüsü fotoğrafı sergilenir.
Burhan Doğançay‘ın en ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, 2009 yılında iş adamı Murat Ülker tarafından, 2.2 milyon TL’ye satın alındı. Tablo bu satışla birlikte, 2005-2010 yılları arasında satılan en pahalı Türk tablosu olma unvanına sahip. 1987 yılında yapılan tablo, tuval üzerine karışık tekniklerle yapılmıştır. Sanatçı tabloyu yapmasındaki ilham kaynağı olarak Sultan Ahmet Camii’ndeki çini desenler olduğunu söylemiştir.
Mavi Senfoni tablosu – 1987
2001 yılında Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı desteği ile ilk Retrospektif Sergisi’ni İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirdi. 2003 Haziran ayında sanatçının, ‘’Hat Sanatına Saygı” isimli çalışması Brüksel‘deki yeni Avrupa Parlamentosu binasına asıldı.
2002 yılında Londra‘da açık kalp ameliyatı oldu. 2003 yılında ameliyatın ardından tamamen iyileşen Doğançay, İstanbul‘a taşınarak Doğançay Müzesi‘nin tamamlanması için işleri yürütür. Eski takımı Gençlerbirliği tarafından onur madalyası ile ödüllendirilir.
Burhan Doğançay’ın grafiti tekniği paralelinde, duvar üzerine yapıştırılmış ilanlardaki aşınmış ve yıpranmış kağıtların yarattığı görsel etkiler, üçüncü boyut ve espas arayışlarına ilişkin kompozisyonları, soyut-kavramsal bir sanat anlayışının ürünleridir. Son resimlerinde bu renksel oluşumlar, kolaj tekniğinin doğal ifade olanaklarıyla bütünleşmektedir. İstanbul’da 2004 yılında Doğançay Müzesi‘ni kurmuştur.
2010 yılında Doğançay Müzesi’nin sahibi ve işletmecisi olan Burhan–Angela Doğançay Sanat, Kültür ve Eğitim Vakfı kurulur.
Burhan Doğançay, 1978 yılında Amerikalı Angela Haussmann ile evlendi.
Burhan Doğançay 16 Ocak 2013 günü İstanbul‘da tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde 84 yaşında hayatını kaybetti. Bodrum Turgutreis’te bulunan Karabağ Mezarlığı’nda defnedildi.
KİŞİSEL SERGİLER 1978 Gimpel & Weitzenhoffer (NewYork/Amerika), 1982 Georges Pompideu Merkezi (Paris/Fransa), 1982 Brüksel Güzel Sanatlar Müzesi (Belçika), 1989 Seibu Sanat Müzesi Yurakuucho Art Forum (Tokyo/Japonya), 1992 Rusya Devlet Müzesi (St. Petersburg), gibi. KARMA SERGİLER 1965- 1975-1977 Solomon R. Guggenheim Müzesi (New York/Amerika), 1971 Galeri Pace (New York/Amerika), 1971 Finch Koleji Sanat Merkezi (New York/Amerika), 1982 Kaliforniya Bilim Akademisi (San Francisco/Annerika),1982 Ulusal Doğal Tarih Müzesi Smithsonian (Washington/ Amerika)4986 I. Asya Avrupa Bienali (Ankara).
ÖDÜLLER 1964 New York City Takdir Belgesi, 1969 L. A. Tamarind Taşbaskı çalışmaları üyeliği,1984 Enka Sanat ve Bilim Ödülü, 1992 Rusya Kültür Bakanlığı Takdir Madalyası, 1995 TC Cumhurbaşkanlığı Sanatta Yaşam Boyu Başarı ve Kültüre Destek Ulusal Madalyası,
KOLEKSİYONLAR Paris Modern Sanatlar Müzesi (Fransa), Çağdaş Sanatlar Hiroşima Şehir Müzesi (Japonya), Brooklyn Müzesi (New York/Amerika), Paris Modern Sanatlar Müzesi (New York/Amerika), Solomon R. Guggenheim Müzesi (New York/Amerika) gibi birçok resmi kurumlarda, özet galerilerde ve koleksiyonlarda yer almaktadır.