Cecil Rhodes kimdir, Cecil Rhodes, 19.yy’ın son çeyreğine damgasını vuran sömürgecilik hareketinin vahşi ve açgözlü niteliğini gösteren bir örnek olarak geçmiştir.
Cecil Rhodes, 5 Temmuz 1853 tarihinde Bishop’s Stortford, İngiltere‘de Louisa Peacock Rhodes, Reverend Francis William Rhodes çiftinin 5 çocuğundan birisi olarak doğmuştur. Babası bir rahip idi. Tam adı Cecil John Rhodes’dir. Okul hayatı 16 yaşında sona erdi. Çünkü veremdi.
Cecil Rhodes, 1870 yılında verem tedavisi görmek üzere Güney Afrika‘daki Büyük Britanya kolonisi olan Natal’a gitti. Ağabeyi burada pamuk çiftliği işletiyor ama işleri iyi gitmiyordu. Rhodes, başta ağabeyine yardım etti. Ancak onun hedefi büyüktü. Bir yıl sonra elmas işine girmek için ağabeyi Herbert’le Kimberley’e gitti. O tarihten birkaç yıl önce, Orange nehri yakınında oynayan bir çocuk, pırıl pırıl bir çakıl taşı bulmuştu: Oysa bu, bir elmas parçasıydı! Daha sonra oraya giden elmas arayıcıları binlerce elmas parçasıyla geri dönmüşlerdi. Cecil Rhodes, Kimberley’de, Hollanda‘lı göçmen De Beers’in küçük çiftliğini satın aldı.
Elmas aramaya girişti ve başarılı oldu. Bunun üzerine 1880 yılında Beers Mining Company, yani De Beers Madencilik Şirketi’ni kurdu. Bu şirket bugün dahi dünya elmas piyasasının yaklaşık yüzde 90-95’ini elinde tutmaktadır.
1881 yılında da Cape Town Parlamentosu’na seçildi. İngili ötesine yaymak istedi ve 1885 yılında Bechuanaland’ın İngiliz korumasına girmesini sağladı. Rand’da altın bulunmasından sonra, 1887’de Gold Fields of South Africa’yı kurdu.
Bu büyük sıçraması esnasında kendisini finanse eden “NM Rothschild & Oğulları” adlı dönemin en büyük şirketiydi. Nathan Mayer Rothschild (1777-1836) 18. Yüzyıl’ın sonlarında Manchester’da tekstille başladığı iş hayatına bankacılıkla devam etmiş ve 1811 yılında Londra‘da NM Rothschild ve Oğulları adıyla bir finans şirketi kurmuştu. Bugün dünyada kapitalizm denince ilk akla gelen isimlerden birisi olan Nathan’ın eşi Hannah’ın amcasının eşi, komünizmin en büyük teorisyeni Karl Marx‘ın büyük ninesidir.
Bölge halkı olan Matabelelerin kralı Lobengula, ona maden arama izni verince, kısa süre önce kurduğu Britanya Güney Afrika Şirketi (British South Africa Company) (Chartered), 1889’da bir imtiyaz aldı; bundan sonra Cecil Rhodes, Tanganyika gölüne ve Nyasaland’a (daha sonra Malavi oldu) kadar uzanan toprakları sömürgeleştirmeyi ve Cape Town‘ı bir demiryolu hattıyla Kahire‘ye bağlamayı tasarladı.
Cecil Rhodes, Afrika‘ya ayak bastıktan 17 yıl sonra elmas tekelini eline geçirdi. Maden açtığı her yeri de sömürgeleştirerek İngiltere‘nin toprağı yapıyordu. Hem iktisadi hem de siyasi bir fonksiyon üstlenmişti. 1890 yılında Cape Town Başbakanı oldu. Bu arada Mason olmuştu, Afrika topraklarına Masonluğu o soktu. Masonluğu en az serveti ve sömürgeciliği kadar önemsiyordu.
Yarım kalan tahsili ona dert olmuştu, İngiltere‘ye geri dönüp 1873 yılından 1881 yılına kadar aralıklarla Oxford Üniversitesinde okudu. Burada hocası olan Mason profesör John Ruskin‘den çok etkilendi ve onun görüşlerini hayata geçirmek için okulu bitirmeden tekrar işinin başına döndü.
1893 yılında Tanganika Gölü’ne kadar olan bölgelerde yeni toprakları İngiltere‘ye kattı. Bugün Zimbabwe denen ülke, kendi adıyla “Güney Rhodesia ve yine bugün Zambiya olan Kuzey Rhodesia” olarak tanınır. Elmas ve altın fışkıran topraklara verilen Rodezya ismi Cecil Rhodes‘tan gelmiştir.
En büyük hayali, Afrika‘yı yukarıdan aşağıya doğru boydan boya geçen bir demiryolu inşa etmekti. Kapitalizmin iki büyük simgesi vardı: Demiryolu ve saat kuleleri. Birisi mal taşımak için diğeri de çalışma saatlerini zamanını bildirmek için gerekliydi.
İngiliz sömügeciliğine karşı çıkan bir başka sömürgecilerdi. Bugün Güney Afrika toprakları içinde “Özgür Devlet” isimli bir vilayet olarak yer alan, o dönem Özgür Orange (Portakal) olarak anılan toprak parçasında yaşayan Hollanda kökenli halk, Britanya’ya karşı ayaklandı. Cecil Rhodes 1899-1902 yılları arasında devam eden II. Boer Savaşı esnasında Kimberley’de saklandı.
Hiç evlenmeyen ve çocuğu olmayan Cecil Rhodes, siyasetle yakından ilgiliydi. İrlanda‘nın özerk bir yapı içinde Britanya egemenliğinde kalmasını savunduğu için İrlanda’nın bağımsızlığına karşı savaşılmak üzere İngiltere’ye 10 bin pound göndermişti. İngiliz ırkının en üstün ırk olduğuna inanır, dünyayı yönetmek için de elit insanlar yetiştirmek gerektiğini savunurdu. Bunun için de seçilen öğrencilere burs veren bir vakıf kurmuştu. ABD eski Başkanı Bill Clinton, bu bursu alanlardan biriydi. Cecil Rhodes’a göre İngilizler’in dışında İrlandalılar, ABD’liler, Almanlar ve Hollandalılar bir ittifak yapmalı ve bu seçilmiş beyazlar dünyayı yönetmeliydi. Bütün hükümetlerin başına da kendilerinden olan “güvenilir” kişiler geçirmek bu yönetimin fiili modeliydi.
Bunun için de 3 yol bulmuşlardı: Yarı gizli örgütler kurmak. Seçkin üniversitelerin içinde bu görüşleri yayacak önemli akademisyenler yetiştirmek. Tanınmış gazetelerin kendi görüşleri doğrultusunda yayın yapmasını sağlamak.
Gizli örgütlerin en tanınmışı “Round Table“dı ve tohumu 1891 yılında Cecil Rhodes tarafından atıldı. “Yuvarlak Masa” anlamına gelen bu ad, Kral Arthur‘un şövalyelerle yuvarlak bir masada yaptığı toplantıya bir atıftı. Kral Arthur’un hep beraber kavgasız olarak bu ülkeyi yönetelim ve bu masanın şeklindeki gibi herkes eşit ve dayanışma içinde olsun dediği rivayet ediliyordu. Round Table’ın en büyük faaliyet alanı Hindistan oldu.
Cecil Rhodes, 26 Mart 1902 tarihinde Güney Afrika‘da Cape Town yakınlarındaki Muizenberg’de 49 yaşında ölmüştür.