Cemal Paşa kimdir, İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üç liderinden (Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa) biridir.
Cemal Paşa, 6 Mayıs 1872 tarihinde o zamanlar Osmanllı İmparatorluğu sınırları içinde olan Midilli adasında doğmuştur. Asıl adı Ahmed Cemal olan Cemal Paşa, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde siyasal yaşama damgasını vuran İttihat ve Terakki Cemiyeti‘nin önderlerindendir. Askeri eczacı Mehmed Nesib Efendi’nin oğlu olan Cemal Paşa, Kuleli Askeri İdadisi 1890 yılında bitirdi ve 1983 yılında da Harbiye Mektebi’nden mezun oldu. 1895 yılında yüzbaşı iken kurmay oldu. Bu yıllar Abdülhamit II‘in baskıcı yönetimine karşı Jön Türkler’in meşrutiyeti yeniden kurmak için mücadele ettikleri ve örgütlendikleri yıllardı.
1895 yılında Genelkurmay 1. şubesinde görev yaptıktan sonra 1896 yılında 2. Ordu’ya bağlı Kırklareli İstihkâm İnşaat şubesine tayin oldu. 1897 yılında terfi ederek kolağası (önyüzbaşı) oldu.
1898 yılında da Selanik‘teki 3. Ordu’ya redif fırkası (tümeni) kurmay başkanı olarak tayin oldu. Bu görevi esnasında o sırada gizli bir örgüt durumundaki İttihat ve Terakki Cemiyeti‘ne girerek cemiyetin askeri kanadının örgütlenmesiyle görevlendirildi.
1905 yılında binbaşı oldu. 1906 yılında Demiryolları müfettişliğine getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Rumeli’de örgütlenmesinde etkin rol oynadı. 1907 yılında 3. Ordu kurmay heyetine atandı. Burada Binbaşı Ali Fethi Okyar ve Kolağası Mustafa Kemal ile birlikte çalıştı.
II. Meşrutiyet‘in ilan edilmesi üzerine Selanik’teki İttihat ve Terakki Cemiyeti genel merkezinin İstanbul’a gönderdiği 10 delegeden oluşan temsil heyetinde yer aldı. Ardından da cemiyetin genel mernı yıl kaymakamlığa (yarbay) yükselen Cemal Bey meşrutiyetin getirdiği yenilikleri ve ortaya çıkan değişimleri devlet memurlarına ve görevlilere anlatıp benimsetmek için kurulan Heyet-i islahiye’nin bir üyesi olarak Anadolu’ya gönderildi.
Bu sırada 31 Mart Olayı‘nın (13 Nisan 1909) çıkması üzerine İstanbul’a dönerek, ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu’na katıldı. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından da Üsküdar Muhafızlığı’na atandı.
Bu görevinde kısa bir süre kalan Cemal Bey Çukurova’da çıkan karışıklıkları ve Ermeni ayaklanmasını bastırmak üzere Ağustos 1909’da Adana valisi yapıldı. Bir yıl sonra hastalanarak İstanbul’a döndüyse de bu kez 1911 ortalarında Arap aşiretlerinin ayaklanmalarını bastırmak amacıyla vali olarak Bağdat‘a gönderildi.
Balkan Savaşı‘nın çıkması üzerine Bağdat’ taki görevinden Temmuz 1912’de ayrılarak İstanbul’a döndü. Konya redif tümeni komutanı olarak 1912 Eylül’ünde katıldığı Balkan Savaşı’nda Bulgarlar’ın karşısında Vize’den Çatalca’ya kadar geri çekilmek zorunda kaldı. Ekimde miralaylığa (albay) yükseltilen Cemal Bey dağılan kuvvetlerini toplarken hastalanarak İstanbul’a döndü. Aralık 1912’de İstanbul menzil müfettişi ve ordu idare reisi oldu.
23 Ocak 1913 tarihinde hükümeti devirmek amacıyla düzenlenen ve Babıâli Baskını diye adlandırılan girişimin başarıya ulaşmasından sonra İttihatçılar’ın başa geçmesi üzerine İstanbul Muhafızlığı’na getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki’ye karşı çıkanları susturarak partiye destek olmaya çalıştı. Aynı yıl mirlivalığa (tuğgeneral) yükseltildi ve artık Cemal Paşa diye anılmaya başlandı.
1914 yılında önce nafıa (bayındırlık), ardından bahriye nazırı (donanma bakanı) olarak hükümette görev aldı.
Fransız yanlısı olarak bilinen Cemal Paşa, I. Dünya Savaşına girerken, Fransız desteğini kazanmak amacıyla Temmuz 1914’te Fransa‘ya gitti. Ama siyasal ittifak sağlayamadı ve bunun üzerine, Alman yanlısı Enver ve Talat Paşalarla birlikte, 2 Ağustos 1914’de yapılan Osmanlı-Alman İttifakını destekledi.
Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşına girmesi üzerine Cemal Paşa bahriye nazırlığının yanı sıra Kasım 1914 tarihinde Filistin’deki 4. Ordu komutanlığı ve Suriye askeri valiliği görevlerini de üstlendi.
Cemal Paşa 1908-1918 döneminde İttihat ve Terakkinin önde gelen yöneticilerindendi. Özellikle “Üç Paşalar İktidarı” olarak da bilinen, 1913-1918 arasında Osmanlı Devleti’nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin rol oynadı. Talat Paşa’nın sadrazam, Enver Paşa’nın harbiye nazırı, Cemal Paşa’nın bahriye nazırı olarak yer aldığı 1913–1918 arasındaki hükümete “Üç Paşalar İktidarı” da denir.
1915’te ferikliğe (korgeneral) yükselen Cemal Paşa savaşın ilk yıllarında Suriye‘de büyük bir bayındırlık çalışmasına girişmiş ve toplumsal hizmetlerin düzenli olarak yürümesini sağlamaya çalışmıştır. Cemal Paşa Suriye’de bulunduğu sırada çeşitli toplumsal hizmetlerin ve bayındırlık etkinliklerinin yaygınlaştırılması için çalıştı; yörenin arkeolojik özellikleriyle yakından ilgilendi.Bu arada Arap ileri gelenleri arasında ortaya çıkan siyasi hoşnutsuzluğa ve düşmanca yönelimlere sert önlemlerle tepki gösterdi. Şerif Hüseyin önderliğindeki ayaklanma 4. Ordu’nun bölgedeki durumunun sarsılmasında önemli bir etken olmuştu.
1915 ve 1916’da Mısır‘ı İngilizler’den almak üzere girişilen ve tarihe “Kanal Harekâtı” adıyla geçen savaşlarda komuta ettiği Osmanlı ordusu ağır kayıplar verince geri çekilmek zorunda kaldı. İngilizler’in Filistin ve Suriye’ yi ele geçirmesinin sorumlusu olarak görülen Cemal Paşa ordu komutanlığından ayrılarak İstanbul’a döndü. Ardından bahriye nazırlığından da alındı. Temmuz 1917’de Yıldırım Orduları Grubu kurularak 4. Ordu kaldırıldı.
1917 yılı Aralık ayında İngiliz Generali Allenby’nin ilerlemesi karşısında, Osmanlı ordusunun peş peşe yenilgiye uğraması üzerine, Dördüncü ordu komutanlığı görevinden ayrılarak İstanbul’a geldi.
Cemal Paşa, İttihat ve Terakki Fırkasının 1917 yılındaki son olağan kongresinde, merkez-i umumi azalığına getirildi.
I. Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı Devleti yenik düşünce Talat Paşa kabinesinin istifasından sonra 1-2 Kasım 1918 tarihinde İttihat ve Terakki’nin yedi lideriyle birlikte bir Alman denizaltısıyla Odessa‘ya kaçan Cemal Paşa, önce Berlin, daha sonra da Münih ve İsviçre‘ye giderek İttihatçıların yurt dışı faaliyetlerinin düzenlenmesinde önemli roller oynadı.
İstanbul’daki sıkıyönetim mahkemesince (Âliye Divan-ı Harb-i Örfi), Osmanlı’da yaşayan Arap unsurlarının isyanına sebep olmakla suçlanan Cemal Paşa 5 Temmuz 1919 tarihinde gıyabında önce ordudan atıldı, sonra da gıyaben idama mahkum edildi. Daha sonra Rusya’ya giden Cemal Paşa, Afgan ordusunun modernleştirilmesi için Afganistan’a gitti.
Eylül 1921’de SSCB yöneticileri ve Enver Paşa ile görüşmeler yapmak üzere Moskova‘ya döndü. Enver Paşa‘yı Özbekistan‘da giriştiği hareketlerden ve Mustafa Kemal ATATÜRK‘e karşı takındığı tavırdan caydırmaya uğraştı. Afganistan‘a dönerken uğradığı Tiflis‘ te iki Ermeni komitacı tarafından 21 Temmuz 1922 arabasında kurşunlanarak öldürüldü. Mezarı Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir tarafından Tiflis‘ten Erzurum Karskapı şehitliğine getirildi.
Cemal Paşa, 1899 yılında Selanik‘te Seniha Hanım’la evlendi. Ahmed, Mehmed, Kamuran, Nejdet ve Behçet isimli beş çocuğu oldu. Babası Ahmed Cemal olan Gazeteci Hasan Cemal, Cemal Paşa’nın torunudur.
Cemal Paşa, 21 Temmuz 1922 yılında Gürcistan‘ın Tiflis şehrinde 50 yaşında şehit edilmiştir.
Yazdıkları :
1898 – Plevne Müdafaası
1918 – Alte Denkmaeler aus Syrien,Palastina und West Arabien (Suriye, Filistin ve Batı Arabistan’daki Eski Anıtlar)
1923 – Cemal Paşa Hatırası (1913-1922 )
2003 – Birinci Dünya Harbi’nde Suriye Hatıraları (Ali Fuad Erden)