Dertli kimdir, Dertli, 1772 yılında Bolu‘da Gerede yakınındaki Çağa (Reşadiye) nahiyesinin Şahnalar köyünde doğmuştur. Asıl adı İbrahim’dir. Babası Ali adlı bir çiftçidir. Küçük yaşta babası ölünce köyün Halil Ağası Dertli’nin babadan kalma tarlasını, mallarını davarlarını elinden alır. Dertli de, yakın köylerden birindeki akrabalarının yanına gitmek zorunda kaldı.
Kıraathanelerde saz çalıp şiir söyleyerek geçimini sağlamıştır. Üç yıl İstanbul‘da, Konya‘da , on yıl Mısır‘da gezerek divan, halk ve tekke edebiyatlarındaki geniş kültürü sayesinde daha sağlığında yaygın bir şöhret kazanmıştır. Sonra yine köyüne dönmüş evlenmiş. İki oğlu olmuş. Ama Dertli, birazda ozanlığının verdiği dürtülerle olsa gerek, alıştığı başıboş gezginciliğinin dürtüsüyle yine yollara düşmüş. Orta Anadolu’da dolaşmış.
1826’da İstanbul‘a gitmiş, kısa süreli birkaç memurluk yapmış, sonra da Ankara, Çankırı, Zile, Amasya‘yı dolaştı ve Ankara’ya döndü.
II. Mahmud döneminde fes giyilmesi kabul edilince fesi öven redifli bir kaside yazdı. Ödül olarak Çağa’ya ayan atandı. Topladığı vergileri zimmetine geçirdi. Görevden alınınca bunaldı intihara kalkıştı. Daha önce Lütfi mahlasını kullanıyordu, bu olaydan sonra Dertli mahlasını kullandı.
Fuzuli, Aşık Ömer, Gevheri gibi şairlerden etkilenmiştir. çağının öbür saz şairleri gibi aruzla gazeller, divanlar, kalenderiler yazmıştır.
Bektaşi geleneğine bağlı toplumsal yergi içerikli şiirleri, şathiyeleri ve softalığı, yobazlığı eleştiren şiirleriyle tanınan bir halk ozanıdır. Taşlamalarıyla ünlüdür. Divan türündeki şiirleri başarılı değildir. Asıl ününü hece vezinli şiirleriyle kazandı. Alevi-Bektaşi inançlarına bağlıdır. Ağır bir dil kullanır, şiirlerinde toplumsal eleştiri ve taşlamalar öne çıkar.
Dertli’nin ilk takma adı “Lütfi”dir. Genellikle, kullandığı “Dertli” takma adının yaşamının güçlüklerinden geldiği söylenir, ama bir başka söylenti de 1841 yılında bir aşk yüzünden kendisini usturayla öldürmeye kalkıştığı için “Dertli” adını aldığı yolundadır. Bektaşi’dir.
Dertli, 1846 yılında Ankara’da 74 yaşında ölmüştür. Koyunpazarı Semti’ndeki mezarı yol açılırken alındı. Mezarı Gerede yakınlarında Esentepe’dedir. Sonradan anayol üzerinde bir tür “Anıtmezar” yapılmıştır.
Dertliden bir şiir:
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez
Şeytan bunun neresinde?
Venedik’ten gelir teli
Ardıç ağacından kolu
Be Allahın şaşkın kulu
Şeytan bunun neresinde?
İçinde mi, dışında mı
Burgusunun başında mı
Göğsünün nakışında mı
Şeytan bunun neresinde?
Dut ağacından teknesi
Girişten bağlı perdesi
Behey insanın teres’i
Şeytan bunun neresinde?
Dertli gibi sarıksızdır
Ayağı da çarıksızdır
Boynuzu yok, kuyruksuzdur
Şeytan bunun neresinde?