François Truffaut kimdir, Fransız “Yeni Dalga” akımının öncülerinden olan ünlü senarist, yönetmen ve yapımcı. Tam adı François Roland Truffaut olan ünlü yönetmen birçok önemli filme imza attı.
1932 yılında evlilik dışı bir ilişkinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bekar bir anne olan Jeanine de Monferrand, daha 17 yaşındaydı. Biyolojik babası olan Roland Lévy, Yahudi bir dişçiydi. Annesi, François’in doğumundan bir süre sonra mimar Rolan Truffaut ile evlendi. bir süre sonra anneannesinin yanına gönderildi. Zor bir çocukluk dönemi geçirdi. Anneannesinin ölümüyle birlikte annesinin yanına döndü ancak istenmediğini farketmişti. 1959 yapımı “The 400 Blows” adlı filmi bu sıkıntıların anlatıldığı otobiyografik bir özellik taşır. 8 yaşındayken Abel Gance‘ın “Paradis Perdu” adlı filmini izlemesiyle sinemaya olan aşkı başladı. Sık sık okuldan kaçarak tek başına sinemaya gidiyordu.
14 yaşına geldiğinde birçok okulu yarıkendi kendine devam etme kararı almıştı. Sayısız film izleyerek ve kitap okuyarak eğitimine devam etti. Film kulüplerine katılıyor ve başka sinemaseverlerle tanışma imkanı buluyordu. 1948 yılında kendi film kulübünü açtı. Geçimini sağlamak için ise küçük bir markette çalışıyordu.
“Cercle Cinémanie” adlı sinema klubünde konuşma yapmak için gelen dönemin ünlü film eleştirmeni André Bazin ile tanıştı. Tanıştıklarında Truffaut 16, Bazin ise 30 yaşındaydı. Bazin ile arkadaşlığının arkasında Truffaut’nun baba özlemi gelmekteydi. Savaşa çağırılan Truffaut gitmeyi kabul etmeyince ceza aldı ve bir süre hapisanede yattı. Bazin’nin yardımıyla çıkmıştı.
1954 yılında “Les Cahiers du Cinema” adlı dergide film eleştirileri yayımlanmaya başladı. Aynı yıl iki tane kısa film çekti. 1956 yılında Roberto Rossellini‘nin yanında asistanlık yapmaya başladı. 1957 yılında ise “Les Films du Carrosse” adlı film şirketinin sahibinin kızı Madeleine Morgenstern ile evlendi. Aynı yıl “Les Mintons” adlı filmi çekti. Bu film ile sinematografi bilgisini geliştirdi ve ardından 1959 yılında daha sonra Avrupa Sineması’nın en önemli filmlerinden olacak “The 400 Blows” adlı filmi çekti. Filmin senaryosu da kendine aitti. Jean Pierre Leaud‘un “Antoine Doinel“i canlandırdığı filmde çocukluk yıllarının izleri görülmekteydi. Bu film ile “Yeni Dalga”nın temellerini atmış oldu. Aynı yıl kızı Laura doğdu.
1960 yılında kendisi gibi yeni dalganın önemli yönetmenlerinden Jean-Luc Godard‘ın “Breathless” adlı filminin senaryosuna katkıda bulundu. Aynı yıl “Shoot The Pianist” ve “The Army Game” adlı filmleri çekti. 1962 yılında Alfred Hitchcock ile yaptığı söyleşi “Le Cinéma Selon Alfred Hitchcock” adıyla yayımdandı.
1962 yılında ise bir kadının iki farklı erkeğe olan aşk hikayesinin anlatıldığı “Jules And Jim” adlı filmi çekti. Başrolünde Jeanne Moreau‘nun oynadığı film birçok ödül kazandı. Ardından 1966 yılında “Fahrenheit 451“, 1968‘de “Stolen Kisses” ve 1970 yılında “The Wild Boy” adlı filmleri yönetti. Sinemasındaki temel öğeler çocukluk, keder ve kadınlar idi. Karanlık ve ironik bir yapıya sahip filmlerinde kimi zaman dönemin popüler konularını ele alıyordu. “The 400 Blows” ve “Jules And Jim”de hayranı olduğu Jena Renoir‘a saygı gösterilerinde bulunmuştu.
1973 yılında “Day For Night“, 1977‘de “The Man Who Loved Woman” ve 1980 yılında ise “The Last Metro” adlı filmleri yönetti. Eleştirmenler ilk dönem filmlerini daha başarılı bulsa da, kamera kullanımı, kurgu ve anlatım tarzı bakımından yeni bir tarzın yaratıcısı olmuştu. 1973 yılında “La Nuit Américaine” adlı filmiyle “En İyi Yabancı Film Oscarı“nı aldı.
Sadece kamera arkasında kalmayarak 1956 ile 1978 yılları arasında kendi filmlerinde küçük rollerde oynadı. Steven Spielberg‘in “Close Encounters of the Third Kind” adlı filminde Fransız bir bilim adamını canlandırmıştı. 1983 yılında “The Little Thief” adlı filmin üzerinde çalışırken beyin tümörü yüzünden öldü. Film Claude Miller tarafından 1988 yılında tamamlandı.