Frederic Chopin kimdir, İki yüzyıl sonra bugün bile dayanılmaz büyüsünden hiçbir şey yitirmemiş, kendine özgü bir sanat yaratmış, insan duygularını ve heyecanlarını müzikle anlatmış ünlü piyanist bestecidir.
Fransız göçmen Nicolas Chopin ile Polonyalı Justine’nin üçüncü çocukları olarak 1810’da Polonya’nın Varşova yakınlarında ki Zelazova-Vola köyünde doğdu.
Frederic doğduktan birkaç ay sonra Chopin ailesi Varşova’ya taşındı.Fransızca öğrentmenliği yapan babasından Fransızca öğrenirken bir yandan da annesinden piyano dersleri alıyordu.
Aile içinde iyi bir şekilde eğitilen, şefkatle korunan ve müziğe yöneltilen Chopin, 8 yaşındayken salonlarda konserler vererek Varşova’da üstün yetenekli harika çocuk olarak tanınamaya başladı.
Chopin 5 yıl Bohemyalı piyanist Zyvny’dan piyano dersleri aldı.Ancak 12 yaşındayken öğretmeni ‘artık benden öğrenebileceği bir şey kalmadı’ diyerek dersleri kesti.
Chopin kendini yetiştirmek için büyük bir gayretle çalışmasını sürdürdü.Liseyi bitirdi ve Varşova Konservatuarı‘na yazıldı.Öğrenimini Profesör Elsner üstlendi.Bu devrede genç Chopin’in ünü bütün Polonya’ya yayılmaya başladı.
Profesör Elsner ile birlikte Chopin 1829 yılında Viyana’ya gitti.Bu müzik kentinin opera binasında iki büyük konser vererek üstün başatılar kazandı.Polonya’nın en büyük piyanisti ve bestecisi kabul edildi.
1830 yılı ülkesinden ayrılma karasızlığıyla geçti.Sonunda kalbini Polonya’da bırakarak Paris’e gitmek üzere Varşova’dan ayrıldı.Viyana’ya geldi.
Viyana’da kaldığı uzun süre için “La Minör Etüdü” nü (İhtilal Etüdü)nü ve “Scherzo”larını yazdı.
Viyana’dan 1831 Ağustosunda ayrılarak Paris’e gitti.Ömrünün geri kalan kısmını Paris’te yaşadı ve sanatını Paris’te geliştirdi.
Fransız başkentinde Cherubini, Mendelssohn, Liszt, Meyerbeer ve Berlioz gibi ünlü müzisyenlerle tanıştı.Chopin’in ünü Avrupa’da yayılmaya başladı.
1835’de Karlsbad iline giderek 5 yıldan beri görmediği anne ve babasıyla buluştu.Üç hafta beraber kaldıktan sonra ayrıldılar ve bir daha görüşemediler.
1837 yılında Liszt, Chopin’i Fransız kadın yazarı George Sand’la tanıştırdı.Aralarındaki ilişki 10 yıl sürdü.Beraber geçen yıllar, Chopin’in sanat hayatında çok verimli oldu.
16 Şubat 1948 akşamı Paris’te, Pleyel Konser Salonu’nda verdiği son konseri başarısının zaferiydi.
Chopin 17 Ekim 1849 Çarşamba günü henüz 39 yaşında iken göğüs hastalığından Paris’te öldü.Cenazesinde vasiyeti üzerine Mozart’ın “Ölüm Duası” okundu.Gene isteği üzerinea gönderildi.
Başlıca eserleri: Piyano Konçertosu No 1, Piyano Konçertosu No 2, Cenaze Marşı, Piyano Sonatı No 3, Fantasie İmpromptu, Noktürn No 1,Noktürn No 2,Grande Valse Brilliante, Vals No 6, Vals No 7, Mazurka No 5, Polonez No 3, Polonez No 6, Prelüd No 15, Etüd No 3, Etüd No 5, Etüd No 12, Balad No 1.
nur yerlitaşa 63 yorum yapılırken böyle büyük bir besteciy tek bir yorum yapılmaması… işte Türkiyenin sanat anlayışı
Nasıl saçma bir yorum. Nur Yerlitaş bu ülkenin yetiştirdiği bir sanatçı herhalde daha fazla yorum yapılacak. Daha çok görülen daha çok izlenen olduğu için. Sanıyorsunuz ki Türkiye dışında bütün ülkeler Chopin’i yalayıp yuttular. Siz Türk Halk ve Türk Sanat Müziğini yalayıp yuttunuz herhalde ki Batı müziğine merak salıp ülkenin sanat anlayışını analiz ediyorsunuz…
Büyük bir hayranlıkla takip ettiğim bu büyük müzik dahisini eşsiz eserlerine ilham veren nelerdi acaba . . Hayat hikayesi daha ayrıntılı yazılabilse . . Örneğin george sand ile yaşadığı aşk hikayesi daha detaylı anlatılsa . .
Chopin 39 yaşında ölmesine rağmen mükemmel eserler arkasında bıraktı. Uzun seneler yaşasaydı kim bilir ne eserler yazacaktı. Chopin’in eserlerini dinlerken kayboluyorum soyut dünyada bu dünyadan muhteşem bir sanatcı geçmiş. Işıklar içinde uyusun
Hayranlıkla her gün dinlediğim unutulmaz müzik dahisi.Kendimi bulduğum eşsiz eserleri bana huzur veriyor.
Sen büyük bir besteci ve unutulmaz bir müzisyen olarak çok ileriki yıllarda bile popüler kalacaksın
Sevgiler, Furkan
müziğini dinlemek cenneti yaşamak bence ışıklar içinde uyusun