Fritz Haber kimdir
Fritz Haber kimdir, Kimyager.
1918 yılında Nobel Kimya Ödülü‘nü kazanmıştır. I. Dünya Savaşı süresince klor ve diğer zehirli gazları geliştirme ve dağıtımı konusundaki çalışmaları nedeniyle “kimyasal savaşın babası” olarak da tanımlanır.
Fritz Haber, 9 Aralık 1868 tarihinde Prusya‘nın Breslau kentinde (günümüzde Polonya sınırları içerisinde bulunan Wroclaw’da) Yahudi aile Siegfried Haber, Paula Haber çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Babası Siegfried Haber boya pigmentleri, boyalar ve ilaçlarla uğraşan tanınmış bir tüccardı.
Fritz Haber‘in doğumundan üç hafta sonra annesi Paula Haber’i kaybetti. Babası daha sonra Hedwig Hamburger ile ikinci evliliğini yaptı. Bu ikinci evlilikten, Fritz Haber’in üç üvey kız kardeşi doğdu; Else, Helene ve Frieda. Babasıyla ilişkisi ne denli gergin olsa da, üvey annesi ve kız kardeşleri ile sıcak bir aile hayatı sürdü.
Fritz Haber eğitimine tüm din ve mezheplerden öğrencilerin kabul edildiği bir okul olan Johanneum Okulu’nda başladı. 1886’da ilkokuldan mezun olduktan sonra, 11 yaşındayken St. Elizabeth Okulu’na kaydoldu. Liseyi tamamladıktan sonra Berlin‘de bulunan Friedrich Wilhelm Üniversitesi‘ne (Humboldt Üniversitesi olarak da bilinir) kimya bölümüne kaydoldu. Aldığı eğitim, amonyak sentezleme alanında birçok yeni keşif yapabilmesi için ona yardımcı oldu. Yahudi olmasının akademik kariyerinin gelişmesini engellediğini düşündüğünden dinini değiştirip Hıristiyanlığa geçmiş, genç (ve ilk) eşi Clara’yı da buna zorlamıştı.
Albert Einstein ve Fritz Haber yakın arkadaştılar fakat karakterleri ve siyasi görüşleri tamamen farklıydı. Albert Einstein kozmopolit bir bohem, Fritz Haber katı ve disiplinli bir Alman yurtseverdi.
1887 yılında, Robert Bunsen yönetiminde çalışmak için Heidelberg Üniversitesi‘ne geçti. Bir sömestri buradan tamamladıktan sonra, 1889 yılında mezun olacağı Charlottenburg Teknik Üniversitesi‘nde (Berlin Teknik Üniversitesi) okumak üzere Berlin‘e döndü.
1889’da, bir yıllık zorunlu hizmet için Altıncı Bölge Topçu Alayı’na katıldı. Ardından, Carl Liebermann yönetiminde doktora tezi hazırlamak üzere Charlottenburg Teknik Üniversitesi’ne yeniden kaydoldu. Liebermann’ın tavsiyesi üzerine, koku ve tatlarda bulunan organik bir bileşik olan Piperonal üzerinde çalışmaya başladı.
Charlottenburg henüz doktora derecesi verme yetkisine sahip olmadığı için, tezini Friedrich Wilhelm Üniversitesi‘ne sundu ve Mayıs 1891‘de doktora derecesini aldı. Çalışması aynı yıl “Über einige Derivate des Piperonals” (Bazı Piperonal Türevler Hakkında) adıyla yayınlandı.
Daha sonra, çeşitli kimyasal birimlerde bir dizi görevde yer aldı ve teknik süreçler hakkında daha fazla bilgi sahibi olması gerektiğini fark etti. Bu sebeple Zürih‘te bulunan (günümüzde İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü) Politeknik Üniversitesi‘ne kaydoldu ve 1892 yılında, bir dönem boyunca Georg Lunge ile birlikte çalıştı.
Fritz Haber, akademik hayatına 1892’de, Jena Üniversitesi‘nde Ludwig Knorr‘un asistanı olarak başladı. Boya alanındaki bilgisi Knorr’u etkiledi ve onun referansıyla 1894 yılında Karlsruhe Üniversitesi‘ndeki Hans Bunte’yle birlikte çalışmaya başladı. Bunte’nin tavsiyesiyle Fritz Haber, hidrokarbonların termal ayrışması üzerinde çalışmaya başladı. Bu konudaki bulgularını bir tez haline getirdi.
Boya teknolojisindeki ilerlemeleri gözlemlemek amacıyla 1896 yılını Avrupa‘yı dolaşarak geçirdi. Sonraki yıl da benzer bir yolculuk yaptı ancak bu defa elektrokimyanın gelişimi ve özellikle nitrobenzenin azaltılması üzerinde çalışmaya karar verdi.
1898 yılında Karlsruhe Üniversitesi‘nde doçent olarak atandı ve çeşitli projeler üzerinde çalışmaya devam etti.
1904 civarında, önemli organik bileşikler hakkındaki elektrokimyasal bir araştırmayı yürüttü. Bugün dahi bu çalışmalar elektrokimya alanında önemli bir kilometre taşı olarak görülür.
1906 yılında, Fiziksel Kimya ve Elektrokimya Profesörü ve Enstitü Müdürü olarak atandı. Buna rağmen çeşitli projeler üzerinde çalışmaya devam etti.
Fritz Haber, 1907 yılında hidrojen-oksijen yakıt hücresi hakkında ayrıntılı bir çalışma yaptı. Daha sonra 1909‘da cam elektrot üzerinde öncü bir çalışmaya başladı. Ancak 1908‘de amonyağın laboratuvar koşullarında nitrojen ve hidrojen gazıyla sentezlenmesini sağlayan ‘Haber Yöntemi’nin icadı, en önemli çalışmalarından biri oldu.
1911‘de Fritz Haber, Berlin-Dahlem’deki Kaiser Wilhelm Fiziksel Kimya ve Elektrokimya Enstitüsü Direktörü olarak atandı. 1914‘te 1. Dünya Savaşı başladığında, o, Alman savaş araştırmalarına net biçimde dından biri oldu.
Kısa süre sonra, Savaş Bakanlığı Kimya Bölümü Başkanı oldu. Görevi, hendek savaşında kullanılmaya uygun ölümcül gazlar geliştirmekti. Sadece bu gazları geliştiren ekibi yönetmiyordu, aynı zamanda kullanıcıları koruyacak bir maske de icat etmişti.
Nisan 1915‘te ölümcül klor gazının etkilerini şahsen gözlemlemesinden ötürü bu özel icat konusunda hevesliydi. Savaştan sonra bile, 1919‘dan 1923‘e kadar Alman Ordusu için gizli kimyasal silah programında çalışmaya devam etti.
1920’li yılları deniz suyundan altın elde etmeye çalışarak geçirdi; ancak işlemin ticari açıdan başarılı olmasına yetecek bir ilerleme kaydedemedi. Bir süre sonra Almanya‘da Nazizm yaygınlaşmaya başladı ve 1931’de Fritz Haber, bu durum karşısında kendisini huzursuz hissetmeye başladı.
Bir Yahudi olarak doğmuş olmasına karşın, uzun zaman önce Hıristiyanlığa geçmişti. Ayrıca, 1. Dünya Savaşı sırasında ülkesine yaptığı hizmet de “eşsizdi”. Bütün bunların kendisini vatansever bir Alman olarak kabul ettireceğini düşündü ama öyle olmadı.
Fritz Haber, farklı alanlarda çalışmış olmasına rağmen, atmosferik nitrojen ve hidrojen gazları kullanarak amonyak sentezi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. ‘Haber-Bosch Yöntemi‘ olarak bilinen işlemle gübrenin endüstriyel biçimde üretimini sağladı ve bu da tarım mahsullerinin miktarını önemli ölçüde artırdı.
‘Haber-Bosch Süreci’ ne ek olarak, Fritz Haber, ‘Born-Haber Döngüsü‘ ile de tanınır. Haber ve Max Born tarafından geliştirilen döngü, esas olarak bir iyonik katı maddenin kafes enerjisini hesaplamak için kullanılır.
Amonyak Çalışması:
Fritz Haber, 1905 yılında gaz tepkimeleri üzerinde çalıştı ve bu onu en büyük başarısına ulaştırdı; hidrojen ve atmosferik azottan amonyak sentezini başarmıştı. Fritz Haber, yüksek basınç ve katalizörler kullanarak pratik bir ekonomik süreç geliştirdi. Bu yöntem daha sonra, kimya firması Badische Anilin-und Soda Fabrik’ten (BASF) Carl Bosch tarafından, endüstriyel hidrojen ve nitrojen gazından (Haber–Bosch Yöntemi‘yle) amonyağın sürekli katalitik sentezine kadar ilerletildi. İlk üretim tesisi 1913 yılında günde 30 tondan fazla azot üretiyordu.
Amonyak sadece gübrelerin üretiminde hammadde olarak kullanılmaz, nitrik asit üretiminde de hayati öneme sahiptir. Nitrik asit, kimyasal yüksek patlayıcılar ve diğer mühimmatların üretimi için bir hammaddeydi.
Zehirli gazlar:
1. Dünya Savaşı‘nın patlak vermesi üzerine, Fritz Haber –o günlerde Kaiser Wilhelm-II‘in Berlin‘deki araştırma enstitüsü için çalışıyordu- vatanseverliğini kanıtlamak için sabırsızlanıyordu ve savaş çabalarına yardım etmek için nitrik asit üretimini arttırmaktan sorumlu oldu.
Ayrıca, siperlerde yaşanan çıkmazı kırmak amacıyla kullanılan zehirli gazların üretimine dâhil oldu. Fritz Haber, 22 Nisan 1915’te Belçika Ypres cephesindeki ikinci savaşta ilk kez kullanılan klor gazı kutularının kullanımını geliştirdi. Fritz Haber, savaş sırasında yeni ve “daha etkili” zehirleri geliştirmekten de sorumluydu. Alman ordusunda yüzbaşılığa terfi etmişti ama Berlin‘deki villasında yeni rütbesinin ilan edildiği gece eşi intihar etti. Çiftin Hermann adında bir oğlu vardı.
Polonya Yahudisi bir aileden gelen ve eğitimli bir kimyacı olan Clara Immerwahr Haber, hayatını evine, oğullarına adamıştı ancak kocasının yaptığı araştırmaların insanlara verdiği zararlar nedeniyle gittikçe hayâl kırıklığına uğramıştı. 2 Mayıs 1915’te Clara kocasının zehirli gazlar üzerindeki çalışmalarını lanetleyerek kocasının tabancasıyla intihar etti.
Anlaşıldığı kadarıyla Clara kocasına, kötülüğe hizmet eden araştırmaları nedeniyle uzun süre engel olmaya çalışmıştı. Ölümünden kısa bir süre önce bir mektupta şöyle yazmıştı: “Kalbimde bir defasında yoksul bir kadının söylediği sözleri duyuyorum… Kafasını emirlerle telgraflar arasına gömdüğünü görüyor ve acı çekiyorum.” Clara’nın ölümü, Frizt Haber’in hayatında çok fazla şey değiştirmeyecekti.
Savaşın sonunda Fritz Haber yeniden evlendi. 25 Ekim 1917’de Charlotte Nathan’la evlendi ve çift iki çocuk dünyaya getirdi: Eva-Charlotte ve Ludwig-Fritz. Bu evlilik birçok çatışmayla doluydu ve 6 Aralık 1927’de boşandılar.
Fritz Haber, Amonyak konusundaki çalışmaları nedeniyle 1918 yılında Nobel Ödülü‘nü kazandı; buna karşın, zehirli gaz araştırmaları nedeniyle bir savaş suçlusu olarak tutuklanmaktan korkuyordu.
Weimar Cumhuriyeti’nin yeni Almanya’sında, karakteristik bir özgüvenle ‘yurtseverliğe’ devam etti.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında 1919-1923 yılları arasında Almanya‘nın gizli kimyasal silah geliştirme çalışmalarına yer almayı sürdürdü. 1920’lerde enstitüsünde çalışan bilim adamları, II. Dünya Savaşı‘nda Yahudi Soykırımı Holokost‘ta Nazi ölüm kamplarında kullanılacak Zyklon B gazının öncülü sayılan Zyklon A’yı geliştirdiler.
Adolf Hitler‘in 1933 yılında Şansölye (Başbakan) seçilmesiyle, Fritz Haber ve dünyanın geri kalanı için durum daha da kötüleşti. Naziler kısa süre sonra kamu hizmetlerindeki Yahudilerin işten çıkarılmasını isteyen bir emir yayınladı. Başında bulunduğu enstitü çalışanlarının yüzde 75’i Yahudi’ydi ve görevden alınmaları gerekiyordu. Fritz Haber bir süre oyalandı ve ardından istifa etti. Kaiser Wilhelm-II‘ın Almanya’sında büyümüştü, yeteneğinin takdir görmesini istiyordu. Aynı şekilde çalışanları da bunu hak ediyordu. Ebeveynlerinin ve büyükbabalarının kim olduğu önemli değildi.
Fritz Haber, kısa sürede vatanının elden gittiğine inanarak Almanya‘dan ayrıldı. Avrupa‘da dolaştı ve bir süre için İngiltere‘deki Cambridge Üniversitesi‘nde profesörlük yaptı. Oradayken, Fransızlar tarafından kendisinin bir savaş suçlusu olarak nitelendirilmesiyle İngilizler şaşkına döndü. Fritz Haber İngiltere‘den ayrılarak amaçsızca Avrupa’da dolaştı, bu esnada sağlığı gittikçe kötüleşti. Bir sanatoryumda iyileşmek için İsviçre‘ye giderken kalp krizi geçirdi. Fritz Haber, 1934‘te bir otelde yalnız başına öldü. Ölümünden hemen önce, zihnini ve yeteneklerini savaşın hizmetine vermesinden ötürü pişmanlığını dile getirdi.
Fritz Haber, bir sonraki dünya savaşı başladığında çoktan ölmüştü. Ama araştırmalarının çoğu, Ziklon adında hidrojen-siyanür pestisiti de dahil olmak üzere, hâlâ kullanımdaydı. Naziler bu buluşu yeniden keşfettiklerinde, ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılayacağını fark ettiler. Gerekli olan tek şey, formülde yapılacak küçük bir değişiklikti. Ziklon-B, Fritz Haber’in yeğenlerini, torunlarını, arkadaşlarını ve diğer milyonlarca Yahudi insanını Auschwitz‘in gaz odalarına doldurulduktan sonra öldürecek olan gazdı.
Talihin bu acı mı acı cilvesi, belki de Fritz Haber hakkında anlatabilecek en dokunaklı gerçeklerden biriydi. Hayatı, kör bir vatanseverlikten daha derine gidiyordu. Fritz Haber sadece bir Alman Yahudi‘si değildi, bir insandı. Yaratıcı ve yıkıcı, sıcak kalpli ve acımasızdı. Araştırmalarıyla insanlığa büyük miktarlarda besin katkısı sağlarken, diğer yandan binlerce insanın acı dolu ölümleriyle mutlu oldu. Lüks içinde yaşadı ve ortaya çıkışına yardım ettiği kötülüğe tövbe ederek, tek başına öldü.
Evlilikleri :
1.eşi: Clara Immerwahr(e. 1901–1915)
2.eşi: Charlotte Nathan (e. 1917–1927)
Fritz Haber, 29 Ocak 1934 tarihinde Basel, İsviçre‘de 66 yaşında ölmüştür.
Fritz Haber hakkında ziyaretçi yorumları