Georges Melies kimdir, Fransız illüzyonist ve film yönetmeni.
Sinemanın gelişmesinde öncülük etmiş Fransız film yapımcısı, yönetmendir.
Georges Melies, 8 Aralık 1861 tarihinde Paris, Fransa‘da ayakkabıcılık yapan Jean-Louis-Stanislas Méliès ve Johannah-Catherine Schuering çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Tam adı Marie Georges Jean Méliès’dir. O doğduğunda babası 46 yaşındaydı, en büyük ağabeyi Henri, Georges’dan 20 yaş, küçük ağabeyi Gaston, 9 yaş büyüktüler.
10 yaşıen bir deneyim yaşadı. Harry Houdini‘nin ismini aldığı büyük fransız iluzyonist Robert Houdin’i sahnede izledi. Artık hayattaki tek amacı “sihirbaz” olmaktı. Paris‘de Ecole des Beaux Arts (Güzel Sanatlar Akademisi)’de okudu. 23 yaşında, 1884 yılında dil öğrenmek için gittiği Londra‘da kariyerine bir illüzyonist olarak başladı.
Georges Melies, Paris’e dönüşünde sihirbazlık yapmaya başladı. Aynı zamanda La Griffe adlı yayın organına, adının harflerinden türettiği Geo Smile takma adıyla karikatürler çiziyordu. Babasının emekli olup işini bırakmasından sonra bir süre ağabeyiyle birlikte aile işini yönetti. 1888’de, o sırada satışa çıkarılan Robert-Houdin Tiyatrosu’nu alabilmek için, kendi işlerindeki payını ağabeyine devretti. Yeniden açtığı bu zlık gösterilerinin yanı sıra, sinemanın ilkel bir biçimi olan “büyülü fener” gösterilerine de yer verdi. Kendisi de ailesiyle birlikte hemen tiyatronun yanındaki apartmana yerleşti. Tiyatroyu tamamen mekanik hale getirdi. 1888’de La Stroubaika Persane isimli oyunla perdelerini açan tiyatro içeri giren herkesin şaşkınlıktan dilini yutacak gösterilerle karşıladı. Melies, kendi sihir dünyasını yaratmıştı.
İş hayatına Paris‘te Theâtre Robert-Houdin’de sihirbaz olarak devam ederken 28 Aralık 1895 tarihinde Lumiere Kardeşler‘in bazı filmlerini gördükten sonra filmci olmaya karar verdi.
Lumiere Kardeşler‘in 1895’te sinematografı icat etmeleri ve geliştirmeleri üzerine filmleri kaydedebilen, düzenleyebilen ve yansıtabilen bu cihaz büyük ilgi görür ve kardeşler ilk ücretli film gösterimini 28 Aralık 1895’te Paris’te bir kafede gerçekleştirir. Bir trenin istasyona yaklaşmasını konu alan ilk gösterim meşhur bir tepkimeyle son bulur. İnsanların korkarak salondan çıkmak istemesinin ardından geriye kalan 10 kısa metraj filmle gösterime devam edilir. Méliès de bu gösterimleri izleyenler arasındadır ve kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştir. Cihazı satın almak istese de Lumière kardeşler buna izin vermez ve Méliès pes etmeyip benzer bir aygıtı İngiliz mucit ve sinemacı Robert William Paul’dan Theatrograph’ı satın aldı. 4 Nisan 1896’da kendi salonunda film gösterileri düzenlemeye başladı.
Georges Melies, “Star Film Company” adlı şirketi 1896’da film üretimine başladı. Thomas Alva Edison‘dan aldığı sinema filmi gösteriminde kullanılan ilk aygıt olan kinetoskopla geniş kitlelekazanmış olduğu parayla çok geçmeden 1897 yılında Paris dışında, Montreal’de kendi stüdyosunu kurdu. Georges Melies’in Lumière kardeşlerden en büyük farkı, filmlerinde teknikten daha fazlasını kullanıp hikaye anlatıyor olmasıdır. Londra‘da tam zamanlı tiyatrocu olarak çalıştığı dönemde öğrendiği hileler üzerine kafa yorarak sinemada öykü dönemini başlatır ve farkında olmadan zaman ve mekan uzamı yaratmıştır. Böylece sinemanın kendine ait zaman ve alan oluşturduğunu fark edip kullanan ilk kişi Georges Méliès olmuştur.
Bulduğu ilk teknik olan stop trick’le Paris’te Theâtre Robert-Houdin’de bir kadının hızla ortadan kayboluşunu filme çeken Méliès, kadını iskelete dönüştürdüğü bu sinema hilesiyle fantastik bir dünyanın kapılarını aralamıştır. Nesnelerin kaybolması veya dönüşmesiyle birlikte zaman ve mekânı manipüle eden bu olayı keşfeden Méliès’in özel efektlerin atası olduğunu söylemek yanlış olmaz.
İlk film gösterimini 4 Nisan 1896‘da gerçekleştiren ve 1896 ile 1912 yılları arasında yüzlerce film üreten Georges Melies, 1902 yılında Londra, Barselona ve Berlin‘de; 1903 yılında ise New York‘ta dağıtım büroları kurarak Lumiere Kardeşler‘i neredeyse saf dışı bıraktı. Ancak; 1908 yılında geçiş döneminde sinema filmleri farklı tür bir eğlence sunmaya yönelince Georges Méliès’nin popülaritesi de azalmaya başladı. Sinemadan uzaklaşarak stüdyosunu sahne gösterilerine açtı, kendisi de, 1923’te iflas edene değin sahneye çıktı ve komedyenlik yaptı.
1925 yılında eski oyuncularından Jeanne d’Alcy ile evlendi ve eşiyle birlikte bir oyuncakçince yeniden keşfedildiyse de, yaşamının geri kalan bölümünü kendisine ayrılan bir evde, unutulmuş olarak geçirdi.
En nihayetinde 1923 yılında iflas eden Georges Méliès’in ilk göz ağrısı Tiyatro Robert-Houdin yıkılır. Hayatının geri kalanını Fransızlardan aldığı Onur Lejyonu sayesinde kira vermek zorunda kalmadığı bir dairede geçiren Méliès, bu maddi jestten başka hiçbir saygı görmez. Son günlerini görkemli şöhret hayatını mumla aratan bir değersizlikle mücadele ederek geçirir.
Sessiz filmlere rağbet olmayan dönemde piyasadaki tüm kopyaları toplayıp arşiv haline getirerek bir nevi ilk sinematek’i de kurmuş olan Méliès, sinematografın icadından bir yıl sonra başlayarak hayatını kaybettiği 1938 yılına kadar kısa ve uzun metrajlı 552 filmde emek harcadı.
Son filmlerinden “Kuzey Kutbunun Keşfi” yenilenen pazarda rağbet görmeyince sinirlenen Méliès, filmlerinin bir kısmını yakar. Bir kısmını parasızlıktan hammadde olarak toptancıya satan Méliès’in birçok filmi de ordu tarafından el konularak askerlerin çizmelerine topuk yapılmak üzere eritilir. Özetle, sinemada devrim yapmış bir yaratıcının sadece 140 filmi günümüze ulaşabilmiştir. Bunlardan en önemlisi, ilk bilimkurgu ve ilk roman uyarlaması olan La Voyage dans la lune (1902) – Aya Seyahat filmidir.
1899 yılında yaptığı ve yanlışlıklar sonucu casuslukla suçlanan Alfred Dreyfus‘un hikayesinin anlatıldığı “L’Affaire Dreyfus” tarihte sinema yüzünden çıkan ilk politik anlaşmazlıkları ortaya döktü. Alfred Dreyfus’un musevi olması ve o dönemde bu hassas konuya dokunulmuş olması sokaklarda kavgalara neden oldu. Film fransız hükümeti tarafından yasaklandı ve 1950’ye kadar ortaya çıkmadı.
1901 yılında yazar Charles Perrault klasiği Mavi Sakal’ı filme çekti.
Aya saplanan top mermisi imgesi bugünde sinema tarihinin en bilinen görüntülerinden birini oluşturur. Her karesi ile kült film haline gelen Aya Yolculuk, buna rağmen Melies’in en sevdiği filmi değildir. Film, sinema tarihi açısından bambaşka bir ilki de oluşturur. Bazı dağıtımcılar Melies’in filmini izin almadan ve para vermeden çoğaltırlar. Böylece Le Voyage Dans La Lune korsanı yapılan ilk film olarak tarihe geçer.
Evlilikleri :
1.eşi: Eugénie Genin (e. 1885-1913). Georgette Méliès ve André Méliès adlarında 2 çocuğu oldu.
2.eşi: Jeanne d’Alcy (e. 1925–1938)
Georges Melies, 21 Ocak 1938 tarihinde Paris, Fransa’da 77 yaşında ölmüştür.