Güllü Agop kimdir
Güllü Agop kimdir, Türk tiyatrosunun kurucularından ve aktörlerindendir.
Güllü Agop, 1840 yılında İstanbul’da doğmuştur. Asıl adı Agop Vartovyan’dır. Güllü Agop’a «Güllü» denilmesinin sebebi, soyadındaki «vartov» kelimesinin Ermenice’ de gül anlamına gelmesindendir. Ermeni Mektebi’nde okudu. 1861-1862 yılları arasında Balıkhane’ye memur oldu. Resim yapmaya, heykelciliğe yeteneği vardı, çoğu zaman kendi kendine çalışırdı. En büyük zevki ise tiyatroya gitmekti. Bu arada kendi isteğiyle Müslüman olarak Güllü Yakup Efendi adını aldı.
O tarih Ermenice oyunlar veren bir iki tiyatro vardı. Beyoğlu’ndaki Şark Tiyatrosu da bunlardan biriydi. 1861’de, bu tiyatroda, Ermenice oynanan «İki Ahbap Çavuşlar» komedisinin bir sahnesinde, kendi aile hayatına benzerlikler görünce, Agop tiyatroya büsbütün bağlandı. Ertesi gün, o tiyatronun idaresine başvurdu, kabul edildi. Bu tiyatroda, Astı adında bir İtalyan rejisörü vardı. Agop, uzun zaman onun yanında çalıştı. Fikirlerinden faydalandı. Ara sıra sahneye de çıkıyordu. Balıkhanedeki işini bıraktı. Onun yerine, geçimini sağlamak için Kâğıthane’de işçilik etti. İki yıl sonra, Şark Tiyatrosu’ndan ayrıldı, İzmir‘e giderek orada amatörlerle bir heyet kurmaya çalıştı.
Güllü Agop kısa bir zaman sonra yine İstanbul’a döndü. Şark Tiyatrosu’nda Hekimyan Heyeti temsiller veriyordu. Agop onlarla çalışmaya koyuldu. Heyet az zaman sonra dağılınca Agop, kalıntılarını topladı, 1869 yılında Gedikpaşa Tiyatrosu‘ndaOsmanlı Topluluğu’nu kurdu. Gedikpaşa‘daki cambaz kumpanyasından kalma salaşın tiyatro binası haline getirilmesi üzerine, orada çalışmaya başladı. Haftada birkaç gece de Üsküdar ve Kadıköy’de temsiller veriyordu. Güllü Agop tiyatrosunda Türkçe oyunlar oynamaya önem verdi. 1870 yılında Sadrazam Ali Paşa’nın desteğiyle, saraydan, on yıl boyunca İstanbul’da Türkçe oyun oynayacak tek tiyatro olma imtiyazını aldı.
Bu imtiyazda, altı ay içinde İstanbul ve Üsküdar’da, üç yıl içinde de Galata, Tophane ve Beyoğlu’nda birer tiyatro binası kuracağı ve gelir/gidere bakılmadan her yıl en az Üsküdar’da otuz, Galata ve İstanbul’da elli oyun oynanması şart koşulmuştu.
Ermenice temsiller yavaş yavaş seyirci bulamaz olmuştu. Bunun üzerine Agop Vartoviyan, Türkçe piyesler oynamaya karar verdi. Benliyan, Karakaşyan, Vergine Karakaşyan, Mardiros Mınakyan, Mari Nvar, Araksiya gibi günün en tanınmış oyuncularını bir araya toplamıştı. 1868’de «Sezar Borciya»yı Türkçe oynayarak büyük bir başarı sağladı.
Bunun üzerine, zamanın tanınmış edebiyatçılarından bir edebi heyet kuruldu. Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Ali Bey gibi kimseler bu tiyatro için eser yazdılar, tiyatronun edebî yönetimini de üzerlerine aldılar. Agop, suflörle oyun oynamak imtiyazını aldı. 1873 Nisanında, «Vatan-yahut-Silistre» piyesi öyle bir gürültü kopardı ki, sonunda yazarını, Namık Kemal‘i hükümet Magosa’ya, Kıbrıs‘a sürdürdü.
Agop Vartoviyan’ın suflörle oyun vermek imtiyazını alması, bazı tiyatrocuları suflörsüzu. Bazıları da imtiyazda adı geçmemesinden faydalanarak operetler oynadılar. Bu hali gören Güllü Agop, hemen Fransa‘dan usta bir rejisör getirtti. Zamanın en iyi Türk müziği bestecilerine operetler ısmarladı.
Abdülhamit II tahta çıkınca, Gedikpaşa Tiyatrosu kapatıldı. Güllü Agop da padişah tarafından saraya alınarak saray tiyatrosunun düzenlenmesine memur edildi. Rütbesi mülâzım (teğmen) idi. Esasen dinîni değiştirmiş, Yakup Efendi olmuştu.
Güllü Agop, 1880 yılında on yıllık imtiyazın sona ermesiyle etkinliği azalan Gedikpaşa Tiyatrosu’ndan ayrıldı. Bir süre Mınakyan ile birlikte Şehzadebaşı’ndaki başka bir tiyatroda çalışmaya başladı.
1882 yılında Abdülhamit II‘nin emriyle Mızıka-yı Hümayun‘a alındı. Bu arada kendi isteğiyle Müslüman oldu ve Güllü Yakub Efendi adını aldı. Hayatının sonuna kadar sarayda yaşayan Güllü Agop’un kabri Beşiktaş ‘ta Yahya Efendi Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Güllü Agop, 1902 yılında İstanbul’da 62 yaşında ölmüştür.
Tiyatrosunda sergilediği çeviri oyunların yanı sıra Ebüzziya Mehmet Tevfik Bey, Direktör Ali Bey, Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi döneminin önde gelen yazarlarına ısmarladığı ya da onlardan oynadığı oyunlar Türk tiyatro dilinin gelişmesine katkıda bulundu.
Güllü Agop, Cumhuriyet döneminin en ünlü keman virtüözlerinden Necip Yakup Aşkın‘ın babası, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi rektörü Yücel Aşkın‘ın dedesidir.
Güllü Agop hakkında ziyaretçi yorumları