Harrison Ford kimdir, İrlanda ve Almanya asıllı aktör. star-wars filmleriyle ün yapmış, indiana-jones’la adını sinema tarihinin unutulmazları arasına yazdırmıştır. Eddie Murphy ve Tom Hanks’ten sonra filmleri en çok gişe hasılatı getiren oyuncu olmuştur.
13 Temmuz 1942’de Chicago, Illinois, Amerika’da dünyaya geldi. Radyo oyuncusu Dorothy Nidelman ve aynı zamanda oyuncu da olan reklam ajansı yöneticisi Christopher Ford’un oğlu olan Harrison, izciydi. Üyesi olduğu Boy Scouts of America’da oldukça başarılı olan aktör, Illinois’teki Maine East High School’dan 1960’ta mezun oldu. Okuldayken kızlar tarafından sürekli reddedilen, oldukça pasif ve başarısız olan Ford, kolej radyosu WMTH-FM’de sesini duyuran ilk öğrenci olmuştu.
Harrison Ford, üniversite eğitimi için Wisconsin’deki Ripon College’a kaydolmuştu. Eğitimi sırasında Sigma Nu isimli derneğin de üyesi olan ve aktif olarak çalışmalarına katılan Ford, kızlarla tanışabilmek için okulun drama derslerine de katılıyordu. Folk müzik yapan The Brothers Gross isimli gruba katılan oyuncu, eğitimini tamamlayamadan Ripon’dan ayrıldı.
1964’te Los Angeles, California’ya taşındı. Burda Columbia Pictures’ın “Yeni Yetenekler” isimli programında oynadığı küçük roller için haftada 150 dolar alıyordu. Aynı yıl Mary Marquardt’la evlendi. İlk filmi 1966’da kamera karşısına geçtiği Dead Heat on a Merry-Go-Round isimli yapım oldu. Onu 1967 tarihli Luv takip etti. Oğlu Benjamin Ford’un doğumundan sonra, Harrison J. Ford olarak adının bir film afişinde geçtiği ilk yapımsa western türündeki
A Time For Killing’di. “The Virginian“, “Ironside“, “The Mod Squad“, “My Friend Tony“, “The F.B.I.” ve “Love, American Style gibi TV dizilerinde oynayan aktör filmler için teklif almamaktan dolayı mutsuzdu.
1969’da ikinci oğlu Willard Ford dünyaya geldikten sonra ailesine bakabilmek için marangozluk yapmaya başlayan aktör, ünlü müzik grubu The Doors’un konserleri için de çalıştı.
1973’te George Lucas’ın evinin tadilat işleriyle ilgilenmesi için Ford’u araması onun kariyeri için dönüm noktası olacaktı. Zira Lucas, American Graffiti isimli filmi için ona yardımcı rollerden birini verecekti ve bu Ford’un sinemaya dönüşü için muhteşem bir fırsattı. Sonrasında the-godfather filmiyle büyük başarı kazanan yönetmen Francis Ford Coppola, ofisini genişletmek amacıyla Hollywood‘un henüz star olmayan marangozuna iş verdiğinde, yeni filmi The Conversation için birlikte çalışacaklarından habersizdi.
Usta bir marangoz olmasının ona kariyerinde açacağı yollardan kendisi de henüz habersiz olan aktör, kendisini George Lucas’ın Star Wars filminin seti için çalışırken bulmuştu. Ancak Steven Spielberg, Lucas’a Ford’un Han Solo rolü için uygun olduğunu düşündüğünü ve ona bir şans vermesini istediğini bildirmişti. Böylelikle aktör, tüm zamanların bu en önemli bilim kurgu filmlerinden birinde oyunculuk yapma fırsatı buldu. Han Solo karakteri, serinin diğer filmleri The Empire Strikes Back, Return of the Jedi ve The Star Wars Holiday Special’da da parlamaya devam edecekti.
Heroes (1977), Force 10 from Navarone (1978) ve Hanover Street (1979) gibi filmlerden sonra
Gene Wilder’la başrolleri paylaştıkları The Frisco Kid’i çeviren Ford, 1981’de filmografisini ve kariyerini taçlandıran indiana-jones serisinin ilk filmi Raiders of the Lost Ark için kamera karşısına geçecekti. Yönetmenliğini Steven Spielberg’ün yaptığı filmin senaryosu, Ford’u üne kavuşturan George Lucas’a aitti.
1979’da eşi Mary Marquardt’tan boşandı.
1985’te oynadığı Witness filmindeki performansıyla en iyi erkek oyuncu oskarına aday olarak gösterildi.
The Black Stallion, Kundun ve E.T. The Extra-Terrestrial filmlerinin senaryo yazarı Melissa Mathison’la 14 Mart 1983’te dünya evine girdi. 1987’de oğlu Malcolm Ford, 1990’da kızı Georgia Ford dünyaya geldi.
Serinin ikinci ve üçüncü filmleri Indiana Jones and the Temple of Doom (1984) ve Indiana Jones and the Last Crusade (1989) ile Ford sinema izleyicisi için bir fenomen olmuştu bile.
Bu zaman süresince onu üne kavuşturan macera ve aksiyon filmlerinin dışında drama türünde de oyunculuğunu kanıtlayan aktör, Peter Weir’in Witness, The Mosquito Coast, Mike Nichols’ın Working Girl ve Roman Polanski’nin Frantic filmlerinde de rol aldı. 1982’de ise Ridley Scott‘un kült olan bilimkurgusu Blade Runner için kamera karşısındaydı.
90’lı yıllarda aktör sırasıyla Presumed Innocent (1990), Regarding Henry (1991), Patriot Games (1992),
The Fugitive (1993), Clear and Present Danger (1994), Sabrina (1995), The Devil’s Own (1997), Air Force One (1997), Six Days Seven Nights (1998), Random Hearts (1999) filmlerinde başrol oynadı.
2001 yılında aktör Guinness Book of Records’ta yaşayan en zengin aktör olarak yer aldı. Bugüne kadar oynadığı filmler toplam 3 milyar dolarlık gişe hasılatı getirdi. Aynı yıl eşi Mathison’dan boşandığında bu Hollywood’un gördüğü en pahalı ayrılıklardan biri olmuştu.
Aktör çevre konusunda oldukça bilinçli olduğu için hayvanları koruma konusundaki en prestijli ödül olan Indianapolis Prize’ın sahibi oldu.
Ünlü aktris Calista Flockhart’la olan ilişkisiyle gündemden düşmeyen aktör halen vizyona giriş tarihi 2007 olarak açıklanan Crossing Over isimli filmle ilgili olarak çalışmalarını sürdürmektedir.