Hayao Miyazaki kimdir, Japon anime ustası ve yönetmen. Çizgi film dünyasının efsanesi olarak görülen Miyazaki’nin ünü ülkesi Japonya sınırları dışına çıkmış, animasyon filmlerin popülaritesini tüm dünyada arttırmış, hayal gücü ve ustalığını filmlerinde oldukça başarılı biçimde kullanmıştır. Aldığı sayısız ödülle başarısı dünya çapında tescillenen yönetmen, uzun yıllar geçmesine rağmen pek çok ülkede halen gösterimde olan Heidi ve Anne of Green Gables gibi klasikleşen animasyon serilerine imza atmıştır. Mononoke Hime ve Spirited Away, Miyazaki’nin en çok bilinen uzun metrajlı animasyon filmlerindendir.
5 Ocak 1941‘de Tokyo, Japonya’da dünyaya geldi. Ailesinin 4 erkek çocuğunun ikincisi olan Miyazaki’nin babası, ağabeyinin savaş uçakları için parça üreten şirketi Miyazaki Airplanes’te yöneticiydi. Zeki ve entelektüel bir kadın olan annesi ise “Spinal tuberculosis” adlı bir hastalık nedeniyle 1947–1955 yılları arasındaki 8 yıllık süreçte hasta yatmıştı.
Toyotama High School‘a devam eden Miyazaki, okuldaki üçüncü nkli uzun metrajlı animasyon filmi olan Hakujaden‘i izlemiş ve oldukça etkilenmişti.Animasyona ilgisi bu filmle başlayan Miyazaki, çizgi roman çizeri olmaya karar verdi. Ağırlıklı olarak savaş gemileri ve uçak çizdiğini fark eden Miyazaki, savaş yıllarının etkisinde kalmış görünüyordu.
1962 yılında Gakushuin Üniversitesi adlı özel bir kolejde uluslararası ilişkiler ve ekonomi okumaya başlayan Miyazaki, Japon imparatorluk ailesiyle yakın bağları olan bu üniversitede eğitimini sürdürürken Marksist düşünceden etkilendi. Bu süreç içinde okuldaki çocuk edebiyatı çalışma grubuna katılan sanatçı, mezuniyetinin ardından Toei Animasyon Şirketi’nde animatör olarak çalışmaya başladı. Yeteneğiyle kısa sürede sivrilen animatör, 1964 yılında Okami Shonen Ken adlı TV serisinin yönetmenliğini yapan Takahata Isao ile tanışma fırsatı buldu, ikili ardından şirket sendikasında çalışmaya başladılar. Bu ortaklıkla uzun soluklu bir çalışma döneminin startı verilmiş oldu. Miyazaki aynı yıl yine kendisi gibi animatör olan ve ileride evleneceği Ota Akemi‘ye aşık oldu.
1965‘te Takahata ve animasyon yönetmeni Otsuka Yasuo, “Taiyo no Oji Horus no Daiboken” (The Little Norse Prince Valiant) adlı anime filmi üzerinde çalışmaya başlamıştı. O dönemde TV dizileri oldukça popülerdi ve bu durum sinema sektörünü kötü etkiliyordu. Takahata bu yüzden projenin, tüm takımın ortak çalışması olmasını istiyor, güçlü bir filmle vizyonda yer alma amacı taşıyordu. Miyazaki içinse uzun metrajlı bir animasyon filminde çalışmak büyük bir fırsat niteliğindeydi.
Filmin yapımında kilit rol oynayan Miyazaki, 1968‘te vizyona giren ve bir büyücüye karşı ailelerini korumaya çalışan köylülerin maceralarını anlatan bu yapımla adını duyurma şansını elde etti. Ancak film, şirketi Toei’nin tarihindeki en az hasılat getiren yapım oldu ve Takahata’nın bir daha Toei’de film yönetmesine izin verilmedi.
Miyazaki 1969 yılında, Charles Perrault’un Çizmeli Kedi adlı kitabının animasyon versiyonu olan Nagagutsu wo Haita Neko (Puss in Boots) adlı filmde görev aldı ve yapım Moskova Film Festivali’nde ödül kazandı.
1971‘te, Miyazaki ve Takahata ikilisi Toei’den ayrılıp yeni bir animasyon şirketi olan A-pro’ya katıldılar. Burada, Astrid Lindgren’in Pippi Longstockings adlı hikayesini animeye dönüştürmek isteyen ikili, kitabın yayın haklarını satın almak isteyip başarılı olamayınca 1972 yılında Panda Kopanda (The Adventures of Panda and Friends) adlı filmi yaptılar. Miyazaki ve Takahata takım olarak çalışmalarına devam ediyorlardı ve 1973‘te birlikte A-pro’dan Zuiyo Pictures’a geçtiler. İkili tüm dünya televizyonlarında da gösterilmiş olan tüm zamanların en çok sevilen çizgi filmlerinden Alps no Shojo Haiji (Heidi) isimli anime serisiyle büyük bir başarı kazandı. Heidi, Sekai Meisaku Gekijou (World Masterpiece Theater) adlı bir projenin başlangıcıydı. Zira bu proje çerçevesinde dünya çocuk edebiyatından çok sayıda klasik eserin TV animasyon serileri hazırlanmış, Miyazaki bu serilerden beşinde sahne dizaynı, sahne organizasyonu gibi değişik görevler almıştı.
Miyazaki 1978‘te senaryosunu kendisinin yazıp yönettiği Mirai Shounen Konan (Future Boy Conan) adlı TV serisini yaptı. Filmi Rupan sansei: Kariosutoro no shiro isimli büyük gişe başarısı elde eden yapım izledi. Sanatçı, 1981 yılında, Meitantei Houmuzu (Sherlock Hound) adlı TV serisini hazırlarken Sherlock Holmes’ün yazarı Sir Arthur Conan Doyle’ın varisleriyle yaşadığı sorun nedeniyle projeye 3 yıl ara verdi. Telif sorunları çözüldükten sonra seriyi başka bir ekibe devreden Miyazaki, bir daha TV için dizi hazırlamama kararı aldı.
Miyazaki’nin uluslararası üne kavuştuğu yapım 1984 tarihli Kaze no Tani no Nausicaa (Nausicaa of The Valley of The Wind) oldu. Çok sayıda ödülün sahibi olan bu filminde Miyazaki, dev böceklerle dolu zehirli ormanların her yeri kapladığı bir dünyada mücadele eden bir prensesin maceralarını anlatıyordu. Endüstrileşmenin insanoğlunun sonunu getireceğine inandığını vurgulayan yönetmen, Nausicaa’nın ardından Takahata ile birlikte 1985 yılında Studio Ghibli adını verdikleri kendi animasyon stüdyolarını kurdular. 1986‘da stüdyonun ilk filmi olma özelliğini taşıyan Tenku no Shiro Laputa‘ya (Laputa: Castle In The Sky) imza atan Miyazaki, 1988‘de hikayesini kendisinin yazdığı Tonari no Totoro (My Neighbor Totoro) adlı filmi yönetti. Totoro, Nausicaa kadar gişe başarısı elde edemedi ancak animasyon klasiklerinden biri oldu. Japon ulusal yayın kuruluşu NHK’nın yapmış olduğu bir ankette Totoro, tüm zamanların en çok sevilen Japon filmleri kategorisinde Akira Kurosawa’nın The Seven Samurai filminin ardından ikinci oldu. 1989 yılında gişede en çok başarı sağlayan film yine Miyazaki’nindi: Majo no Takkyubin (Kiki’s Delivery Service)
Üç yıllık bir aradan sonra tüm zamanların en çok hasılat yapan Japon animasyon filmi olacak Porco Rosso‘yla geri dönen Miyazaki bu filminde bilinmeyen bir nedenle domuza dönüşmüş olan Marco adlı pilotun hava korsanlarıyla olan mücadelesini anlatıyordu. Uçaklar ve uçuş teknikleri konusundaki bilgisini filme çok iyi yansıtan Miyazaki, Porco Rosso’da insanlara uçarken yaşanan heyecanı hissettirmeyi başardı.
1995‘te Mimi wo Sumaseba (Whisper of The Heart) adlı filmin senaryosunu yazan Miyazaki, 1997 yılında vizyona giren Mononoke Hime (Princess Mononoke) ile Japonya’da gişe rekoru kırdı. Zira, 150 milyon dolarlık gişe hasılatıyla, gişede o yıla kadar liderliğini koruyan et’yi de geçen, tüm yerli ve yabancı filmler arasında birinci sıraya yerleşen yapım, Japon animasyonlarının tüm dünyada artan popülaritesine de katkıda bulunmuş, aralarında Japonya’nın oskarı sayılan Japon Akademi ödülü de olan çok sayıda ödül almış ve En İyi Yabancı Film oskarı dalında Japonya’yı temsil etmişti.
Miyazaki, 2001’de onu kariyerinin en üst noktasına taşıyacak olan Sen to Chihiro no Kamikakushi‘ye (Spirited Away) imza attı. Kendi rekorunu yine kendisi kıran yönetmen, Mononoke Hime’den sonra yeni bir başarıya daha imza tamış oluyordu. Aynı zamanda Berlin Film Festivali‘nin tarihinde de bir ilk gerçekleşiyordu. Zira büyük ödül ilk kez bir animasyon filmine veriliyordu. Ardından Amerikan Sinema Akademisi tarafından verilen En İyi Animasyon oskarının da sahibi olan film, tüm dünyada büyük gişe başarısı elde etti.
Birçok çizgi romana da imza atmış olan Miyazaki, 2004‘te Diana Wynne Jones‘un romanından uyarladığı
”Howl’s Moving Castle” ile izleyenleriyle buluştu.
Filmografi
Cagliostro’nun Şatosu (Lupin III), 1979
Rüzgarlı Vadili Nausicaä – ( Nausicaä of the Valley of the Winds ), 1984
Laputa: Gökteki Kale – ( Laputa: The Castle in the Sky), 1986
Komşum Totoro – ( My Neighbor Totoro), 1988
Cadı Dağıtım Servisi – (Kiki’s Delivery Service), 1989
Kızıl Domuz – ( Porco Rosso), 1992
On Your Mark (şarkı için videoclip niteliğinde çizgifilm), 1995
Prenses Mononoke – (Princess Mononoke), 1997
Ruhların Kaçışı – (Spirited Away), 2001
Hauru’nun Yürüyen Şatosu – (Howl’s Moving Castle), 2004