Hrant Dink kimdir, Hrant Dink, 1954 doğumlu, Ermeni asıllı Türk vatandaşı, gazeteci, yazar. Agos Gazetesi‘nin kurucusu ve ölümünden önceki genel yayın yönetmeni. Fikir, düşünce ve İnsan hakları konulu bir çok ödülün sahibi. Türkiye‘de 1909 yılından bu yana, suikast sonucu öldürülen 62. gazeteci.
15 Eylül 1954’te, Malatya‘daki, Alevi Mahallesi Çavuşoğlu’nda dünyaya gelen Hrant Dink’in, babası Malatya’nın Gürün İlçesi’nde, annesi Gülvart ise Sivas‘ın Kangal İlçesi’nde doğup büyüdü.
1961 yılında, İstanbul‘a taşınmalarının ardından anne ve babası boşanan Dink ve iki kardeşi, Gedikpaşa’daki, Ermeni Kilisesi Yetimhanesi‘ne yerleştirildiler. İlkokulu bu kiliseye bağlı, İncirdibi İlkokulu’nda okuyan üç kardeş, yazları da okulun Tuzla’daki kampında geçirdiler. Dink, ortaokulu Becziyan, liseyi de, Üsküdar’daki Surp Haç Tıbrevank yatılı okulunda tamamladı.
İllegal Türkiye Komünist Partisi ve Marksist – Leninist kapsamında siyaset yapmaya başlayan Dink, yakalanması halinde, örgüt ile Ermeni Cemaati ilişkilendirilmesin diye, ismini mahkeme vasıtasıyla adını, Fırat olarak değiştirdi. Lise son sınıfta, solcu olduğu gerekçesiyle okuldan atılan, daha sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Zooloji eğitimi alan ve kısa bir süre sonra, 1975 senesinde, kendisi 14 yaşındayken yetimhaneye gelen, birlikte büyüdüğü, sadece Kürtçe bilen ve Dink’in yardımıyla, Türkçe ve Ermenice öğrenen, Silopu doğumlu, Ermeni Varto Aşireti‘nden, Rakel Yağbasan ile evlenen Dink, bu esnada, Türkiye Ermenileri Patriği Şınorhk Kalustyan’ın yanında çalışmaya başladı.
Zooloji’den mezun olmasının ardından, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne giren ve su dönemde 3 çocuk sahibi olan Dink, son sınıfta okuldan ayrıldı. Denizli‘de, Piyade Alayı‘nda sekiz ay yaptığı askerliğini er olarak tamamladı. Askerliğinin ardından, azınlık olduğunu fazlasıyla hissettiğini düşünen Dink, kimliğini araştırarak sahip çıkma ve tanıtma kararı aldı.
1980 – 1990 yılları arasında, kardeşleriyle birlikte kurduğu kitabevi ve kırtasiye işini sürdürürken, eşi Rakel’le birlikte, açılışından 21 yıl sonra, 1983 yılında, Ermeni Kilisesi Vakfı’nın elinden alınarak, devlet tarafından el koyulan, kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği, Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı.
Kampa el konmasından sonra Dink, duruma içerleyerek, bu yıllarda tekrar Türkiye Ermeni Toplumu içindeki faal yaşantısına döndü.
Bu dönemde, Marmara Gazetesi‘nde, Çutak imzası altında, Ermeni tarihiyle ilgili Türkiye’de çıkan kitaplara ilişkin eleştirileriyle yazarlık hayatına başlayan ve basında çıkan çeşitli haberlere gönderdiği düzeltmeler ile devam eden ve adını duyuran Dink, Patrikhane’ye, Ermeni toplumunun çok kapalı yaşadığını söleyerek, kendilerini iyi ifade ederlerse önyargıların azalacağı fikrini iletmesinin ardından, bu amaca hizmet edecek, Türkçe bir gazete çıkarmayı teklif etti.
5 Nisan 1996’da, ilk sayısı yayınlanan Agos Gazetesi’nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığı görevini üstlenen Dink, Agos dışında Zaman ve Birgün Gazetesi’nde de yazdı.
Yazılarında, Türkiye’de azınlıklarla ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğini ifade eden ve Ermeni Cemaati’nin, Patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini savunan ve Ermeni Diasporası’na, 1915 – 17 olayları için soykırım kelimesini içermeyen, daha yumuşak bir muhalefet yürütmeleri çağrısında bulunmasının ardından, Ekim 2005‘te, 301. maddeden “Türklüğe hakaret” gerekçesiyle, 6 ay hapis cezasına çarptırılan Dink, Amerika, Avustralya, Avrupa ve Ermenistan’da katıldığı pek çok konferansla ve Ermeni Kimliği ve Ermeni Tarihi üzerine geliştirdiği yeni ifadeleriyle tanındı.
Aldığı cezayla ilgili olarak, haksızlık yapıldığını ve yanlış anlaşıldığını savunan Dink, kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdü.
2005 yılında, Türkiye’de İnsan Hakları Derneği tarafından, “Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”ne layık görülen Dink, 2006’da da, Alman Stern Dergisi Kurucusu Henri Nannen adına, dünya çapında tanınan “Düşünce Özgürlüğü ve Cesur Gazetecilik Ödülü”nü aldı.
Aynı sene Dink, 18 Kasım’da, Hollanda’da verilen, Pen Award’da “Fikir ve Düşünce Özgürlüğü” ve 24 Kasım’da da, Norveç’te, Bjornson’da, Ermeniler üzerine yaptığı çalışmalarıyla ‘İnsan Hakları Ödülü‘ gibi dünya çapında iki ayrı ödülün sahibi oldu.
Çeşitli demokratik platformlarda ve sivil toplum örgütlerinde görev alan, Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde, İstanbul Şişli‘deki, Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan, yazılarını yazdığı Agos Gazetesi binasının önünde, öğle saatlerinde, uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Ölümünden önceki, 19 Ocak 2007 tarihli, “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” adlı son yazısında, “Türklüğü aşağılamak” suçlamasıyla hakkında verilen kararı eleştiren Dink, yoğun tehditler aldığını ve bu tehditler arasında Bursa‘dan kendisine gelen bir mektuba karşı oldukça tedirgin olduğunu yazarak, Şişli Cumhuriyet Savcılığı‘na başvurduğunu ancak, bir sonuç alamadığını belirtmişti.
Ödülleri
2005
İnsan Hakları Derneği “Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”
2006
Alman Stern Dergisi “Düşünce Özgürlüğü ve Cesur Gazetecilik Ödülü”
18 Kasım : “Pen Award fikir ve düşünce özgürlüğü ödülü”
24 Kasım : “Bjornson İnsan Hakları Ödülü”
Hrant Dink Cinayeti
Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığı Agos Gazetesi binasının önünde vurularak öldürülmesinin hemen ardından haber ajanslarının haberi geçmesiyle tüm ulusal ve bir çok yabancı televizyon kanalı, (CNN International, BBC World, Euronews vs..) haberi, yayınlarını keserek verdiler.
19 Ocak 2007 Cuma, cinayetin ardından, saat 16:41‘de basın mensuplarının karşısına çıkan başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu sözlerle Hrant Dink’in öldürüldüğünü duyurdu;
Cinayetin 2 gün ardından, Ermeni konulu tartışmalarda akla gelen isimlerden olan, Nobel Ödülü sahibi yazarımız Orhan Pamuk basına şu açıklamayı yaptı;
Yabancı Basından Alıntılar
New York Times: “Hem Türklerin, Hem Ermenilerin Tepkisini Çekmişti”
New York Times gazetesi, Hrant Dink’in soykırım konusundaki yorumları nedeniyle Türkiye’de büyük tepki çektiği ancak Ermeni soykırımının kabulünün Türkiye’nin AB üyeliği için bir şart olmaması gerektiği sözleri nedeniyle de bazı Ermenileri kızdırdığını yazdı. Haberde, Dink’in sadece bir editör ve köşe yazarı değil aynı zamanda Türkiye’deki Ermenilerin sesi olduğu vurgulandı. Haberde bu cinayetin de Türkiye’deki faili meçhuller listesine girmesinden korkulduğu kaydedildi.
Los Angeles Times: “Dink Katledildi”
Los Angeles Times gazetesi, Dink’in öldürülmesini, “Ermeni soykırımının tanınması konusunda yetkililerle çatışmaya giren Hrant Dink, kalabalık bir sokakta vurulduö şeklinde duyurdu. Haberde, cinayetin ardından çok sayıda insanın Taksim meydanında toplanarak saldırıyı protesto ettiği ifade edildi.
International Herald Tribune: “Türk-Ermeni Editör Katledildi”
International Herald Tribune gazetesi de “Türkiye’de en iyi bilinen Ermenice gazetenin karizmatik editörü, İstanbul’un merkezindeki ofisinden çıkarken vurulduö şeklinde duyurduğu haberinde, Dink’in Türkiye’deki milliyetçiler tarafından sıklıkla eleştirildiği kaydedildi.
Independent: “Dink, Soykırımın 1.500.001’inci Kurbanı Oldu”
İngiltere’nin en saygın gazetelerinden Independent da Dink’in ölümünü, ünlü köşe yazarı Robert Fisk’in kaleminden duyurdu. Fisk makalesine, “Hrant Dink, dün Ermeni soykırımının 1 milyon 500 bin birinci kurbanı olduö şeklinde başladı. Dink’in Türk ve Ermeni toplumlar arasında bir diyalog kurmak istediği kaydedilen makalede, ancak Ermeni asıllı gazetecinin, bunun bedelini kafasına sıkılan iki kurşunla ödediği ifade edildi.
Times: “Tansiyonu Yükseltebilir”
İngiliz Times gazetesi de Dink’in, 301’inci maddeden yargılanan en üst düzey kişilerden biri olduğunu yazdı. Haberde, bu saldırının, Türkiye’de zaten Cumhurbaşkanlığı ve Kasım’daki genel seçimler yüzünden yükselen tansiyonu daha da arttırabileceği değerlendirmesi yapıldı.
Guardian: “Pek Çok Kez Yargılanmıştı”
Guardian gazetesi de Dink’in, Ermenilerin toplu ölümleri nedeniyle ilgili sözlerinden ötürü Türkiye’de pek çok kez yargılandığını belirtti. Haberde, Dink’in daha önce de kendisini vatan haini olarak görenlerden ölüm tehditleri aldığı vurgulandı.
Financial Times: “Dink Öldürüldü”
Financial Times gazetesi de Dink’in Türkiye’de Ermeni olaylarının konuşulması konusunda önemli bir tabuyu yıktığını kaydetti. Haberde, Dink’in ofisi önündeki saldırı sırasında öldüğü ifade edildi.
El Pais: “Ankara’nın AB’ye Yakınlaşmasını Sabote Etti”
İspanyol El Pais gazetesi, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak, “Gazeteci Dink’in ölümü, Ankara’nın AB’ye yakınlaşmasını sabote etti” yorumunda bulundu.
Cinayeti birinci sayfadan, “Türk milliyetçiliğine karşı gelen gazeteci İstanbul’da kurşunlanarak öldürüldü” başlığıyla duyuran gazete, Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımıyla ilgili “gerçekleri” artık kabul etmesi gerektiğini savundu.
Sağ görüşlü La Razon gazetesi de “Ermeni olayının en büyük savunucusu öldürüldü” başlığıyla verdiği haberde, Türkiye’nin Ermeni iddialarını kabul etmesi gerektiğini öne sürdü.
Haberde ayrıca, “Eğer Türkiye, Dink’in ölümünden dolayı Avrupa’ya doğru yolculuğunun kesilmesini istemiyorsa katilleri yakalamak zorunda” denildi.
ABC gazetesi de “AB, katliamlarla ilgili Türkiye’ye ifade özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiğini söylerken, Dink’in öldürülmesi sistemdeki karanlık güçleri gün ışığına çıkardı” iddiasında bulundu.
İspanyol televizyonları da gazeteci Dink’in öldürülmesini “Türkiye’nin AB’ye doğru ilerleyişinde geri adıma neden olan bir saldırı olarak” yorumladı.
Le Figaro: “Türkiye’deki Ermenilerin Sesine Suikast”
Fransa’da çıkan siyasi gazeteler, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetini “Türkiye’deki Ermenilerin sesine yönelik suikast” olarak yorumladı.
Liberation ve Le Figaro gazetesi, “Türkiye’deki Ermenilerin sesine suikast başlığıyla” verdikleri haberlerde, “cinayetin sorumlularının aşırı sağcılar olduğundan şüphe edildiği” şeklinde yorumlara yer verdi.
“Hrant Dink’in Türk-Ermeni uzlaşması için mücadele ettiğini” yazan Le Figaro gazetesi, Dink’in avukatı Fethiye Çetin’in, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan güçlere yönelik suçlamalarını ön plana çıkardı.
Liberation gazetesi Dink’in uzlaşı ve diyalog yolundaki mücadelesine de geniş yer verdi.
Zanlının Yakalanması
Cinayetin bir kaç saat ardından basına dağıtılan sokak güvenlik kamerası görüntüleri ve telefon numaraları, tüm ulusal televizyon, gazete ve internet sitelerinde yayınlandı. İhbar hattına kısa sürede çeşitli illerden 230’u aşkın telefon geldi. Trabzon’dan gelen ihbar telefonlarından birinde, görüntülerdeki kişinin oğlu olduğunu söyleyen kişinin verdiği bilgiler dikkate alınarak, istihbarat birimlerine ulaştırıldı. 20 Ocak 2007 Cumartesi gecesi 23:00‘de, cinayetin 32 saat ardından, sonradan suçu işlediğini kabul edecek olan Ogün Samast, Samsun Otogar’ında, İstanbul’dan Trabzona gitmekte olan 34 JAZ 53 plakalı Metro Turizm otobüsünün 21 numaralı koltuğunda yakalanarak istanbul’a getirildi.
Ogün Samast, yakalandıkdan sonra verdiği ifadesinde şunları söyledi;
Türkiye ve Gazeteci Cinayetleri
Hrant Dink, 1909 yılından bu yana, Türkiye’de suikast düzenlenerek öldürülen, 62. gazetecidir.
Bu kişiler arasında, 1 Şubat 1979‘da Nişantaşı‘nda trafikte yavaşlayan arabasına yanaşan, Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülen Abdi İpekçi, 7 Mart 1990’da işine giderken, şöförüyle beraber öldürülen Çetin Emeç, 4 Eylül 1990’da vurularak öldürülen Turan Dursun, 24 Ocak 1993‘de arabasına konan bomba sonucu yaşamını yitiren Uğur Mumcu ve 21 Ekim 1999‘da Ankara‘da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden, Prof. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı gibi önemli isimler bulunmaktadır.
Bknz.: Türkiye ve Öldürülen Gazeteciler