Hz. Ebu Bekir kimdir

Ad Soyad: Hz. Ebu Bekir Doğum Tarihi: 0573 Nereli: Mekke Meslekler: Ölüm Tarihi: 23 Ağustos 0634

Hz. Ebu Bekir kimdir, Hz Muhammed‘den sonra İslam devletinin ilk halifesidir.

Hz Muhammed 622 yılında Mekke‘den Medine‘ye giderken (Hicret) Hz. Ebu Bekir ona eşlik etmiştir.

Hz. Ebu Bekir, 573 yılında Mekke, Suudi arabistan‘da doğmuştur. Babasının adı Ebû Kuhafe Osman bin Amr, ananesinin adı Selma binti Sahr bin Amr bin Ka’b (Ümmü’l Hayr)’dır. Benu Teym’lerin Kureyş kabilesindendir. Müslümanlıktan önceki ismi Abdülkâbe’dir. Müslüman olduktan sonra Hz Muhammed, Ebu Bekir’e Abdullah ismini vermiştir. “Deve yavrusunun babası” manasına gelen Ebû Bekir adıyla meşhur olmuştur.

İslâm’dan önce de saygın, dürüst, kişilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan “hanif” bir tacir olan Ebû Bekir, ölümüne kadar Hz Muhammed‘den hiç ayrılmamıştır. Bütün servetini, kazancını İslâm için harcamış, kendisi sade bir şekilde yaşamıştır. İçki içmek câhiliye döneminde çok yaygın bir âdet olduğu halde o hiç içmemiştir. Kumaş ve elbise ticaretiyle meşgul olurdu; sermayesi kırk bin dirhemdi.

Müslüman olduktan sonra Hz. Ebu Bekir, İslâm dâvetçiliğine başlamış, Hz. Osman b. Affân, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebî Vakkas ve Talha b. Ubeydullah gibi İslâm’in yücelmesinde büyük emekleri olan ilk müslümanların bir çoğu İslâm’ı onun dâvetiyle kabul etmişlerdir. Mekke döneminde güçlü kabilelere mensup kişileri İslâm’a kazandırmaya çalıştı, öte yandan müşriklerin işkencelerine maruz kalan güçsüzleri, köleleri korudu; servetini eziyet edilen köleleri satın alıp azad etmekte kullandı. Bilâl, Habbab, Lübeyne, Ebû Fukayhe, Amir, Zinnire, Nahdiye, Ümmü Ubeys bunlardandır.

Hz. Ebû Bekir, câhiliye döneminde de güzel ahlâkı ile tânınan, sevilen bir kişi idi. Mekke’de “esnak” diye bilinen kan diyeti ve kefalet ödenmesi işlerinin yürütülmesiyle görevliydi.

Hz. Ebû Bekir, Hira dağından dönen Hz Muhammed ile karşılaştığında, Hz Muhammed ona, “Allah’ın elçisi” olduğunu söyleyip “Yaratan Rabbinin adıyla oku” (el-Alâk, 96/1) diye başlayan âyetleri bildirdiği zaman hemen ona: “Allah’ın birliğine ve senin O’nun resûlü olduğuna iman ettim” demiştir. Hz. Hatice‘den sonra Hz Muhammed‘e ilk iman eden odur. Hz. Muhammed İslâm’ı tebliğinin ilk zamanlarında kiminle konuştuysa en azından bir tereddüt görmüş, ancak Ebû Bekir şeksiz ve tereddütsüz bir şekilde kabul etmiştir. Hatta Hz. Muhammed, “Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebû Bekir’in ki bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı” diye lâtif bir benzetme de yapmıştır

Hz. Muhammed’in en sadık dostu olan Hz. Ebu Bekir’in Miraç olayında sergilediği sonsuz bağlılık örneği ona “es-Sıddık” lakabını kazandırmıştır. O bu olayda “O ne söylüyorsa doğrudur” demiştir.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed sonrası Müslüman toplumda 632-634 yılları arası liderlik ve yöneticilik yapması ve bu sebeple Hz Muhammed‘in halefi olması kendisine ilk halife unvanını kazandırmıştır.

Hz. Ebu Bekir, uzun boylu ve beyaz tenliydi. Zayıf bedenli uzun yüzlü ve seyrek sakallı, biraz çukur gözlü, hafif çıkık alınlı ve gür sakallı idi.

622 yılında Hz Muhammed ile beraber Mekke‘den Medine‘ye göç (Hicret) etmiştir.

Hz. Ebu Bekir, Medine’de Mescidi Nebi’nin inşasına katıldı. Hz. Muhammed İslam’ı yaymak ve düşmanlar hakkında bilgi toplamak için seriyye denilen keşif kollarını Medine dışına gönderiyor, bunlara bazen Hz. Ebu Bekir de katılıyordu. Hz. Muhammed ile birlikte bizzat çarpıştığı savaşlarda (Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te) Hz. Ebu Bekir de yer aldı. O, Müreysi, Kurayza, Hayber, Mekke, Huneyn, Taif gazvelerinde de bulunmuştu. Hz Muhammed‘in bizzat idare ettiği harplere gazve denir. Hz. Ebû Bekir, bu sözü geçen büyük savaşlardan başka, otuzdan fazla gazveye katılmıştır. Çarpışma olmaksızın Veddan, Buvat, Bedr-i Ûlâ, Uşeyre gazveleri ile de düşmanlar itaat altına alınmıştır. Bütün bu gazveler de Hz. Ebu Bekir, Hz. Muhammed’in en yakınında yer almış olup onun “veziri” gibi idi. Bedir’de, oğlu Abdurrahman müşrikler safında yer aldığında Ebu Bekir oğluyla çarpışmıştır. Sadece o değil, Bedir’de birçok sahabi, oğlu, kardeşi, babası, dayısı ile çarpışmıştır. Bedir savaşı, Müslümanların İslam’ı her şeyden üstün tuttuklarını, Allah için en yakınları olan müşrikleri kan bağı veya kabile taassubu içinde kalmadan, başka insanlardan ayırt etmeden öldürdüklerini göstermektedir. Hz. Muhammed’in bir amcası Hamza, İslam ordusu safında iken öteki amcası Abbas, düşman safındaydı. Yeğeni Ubeyde kendi yanındayken, öteki yeğenleri Ebu Süfyan ve Nevfel müşriklerin safındaydı. Hatta kızı Zeyneb’in eşi Ebu’l-As da Hz. Muhammed’e karşı müşriklerle birlikte savaşmıştı.

632 yılında Hz. Muhammed vefat edince ileri gelenler toplandığında Hz.Ebu Bekir, halifelik için Hz Ömer veya Ebû Ubeyde‘den birisinin seçilmesini istemiştir. Ancak Hz Ömer Hazreti Ebû Bekir’in konuşmasından sonra atılarak hemen Ebû Bekir’e bey’at etti ve “Ey Ebû Bekir, Müslümanlara sen Rasûlullah’ın emriyle namaz kıldırdın. Sen onun halifesisin ve biz sana bey’at ediyoruz. Rasûlullah’a hepimizden daha sevgili olan sana bey’at ediyoruz” dedi. Hz Ömer‘in bu anî davranışı ile orada bulunanların hepsi Ebû Bekir’e bey’at ettiler. Bu özel bey’attan sonra ertesi gün Mescid-i Nebi’de Hazreti Ebû Bekir bütün halka hutbe okudu ve resmen ona bey’at edildi. Rasûlullah’ın defni salı günü gerçekleşirken, onun nereye defnedileceği hakkında da bir ihtilâf meydana gelmişti Hz. Ebu Bekir yine ferasetini ortaya koydu ve “Her peygamber öldüğü yere defnedilir” hadisini ashaba hatırlatarak bu ihtilâfı giderdi.

Halifeliği sırasında Kuran’ı mushaf haline getirtmiştir. Malî işlerini Ebû Ubeyde, kadılık ve kaza işlerini Hz Ömer, kâtipliğini Zeyd b. Sabit ve Hazreti Ali, başkumandanlığını Üsâme ve Halid b. Velid yapmıştır. Medine Dârü’l-İslâm’ın başkenti olup, Mekke, Taif, San’a, Hadramevt, Havlan, Zebid, Rima, Cened, Necran, Cureş, Bahreyn vilâyetlere ayrılmıştır. Yönetimi merkezî olup, ganimetlerin beşte biri Beytü’l-Mal’de toplanmıştır.

Hz Muhammed‘in hazırladığı, ancak vefatı sebebiyle bekleyen Üsâme ordusunu Ürdün’e yollayan Ebû Bekir, Bahreyn, Umman, Yemen, Mühre isyanlarını bastırmıştır. İçte isyancılarla mücadele edilirken, dışta da iki büyük imparatorluğun, İran ve Bizans’ın ordularıyla karşılaşılmıştır. Hîre, Ecnadin ve Enbâr, savaşlarla İslâm diyarına katılmış, Irak fethedilmiş, Suriye’nin de önemli kentleri ele geçirilmiştir. Yermük savaşı devam ederken Hazreti Ebu Bekir vefat etmiştir.

Onun ordusuna verdiği öğütlerde şu ibareler vardır: “Kadkunmayın, yemiş veren ağaçları kesmeyin, mamur bir yeri tahrip etmeyin, haddi aşmayın, korkmayın.” Gerçekten İslâm ordusu fethettiği yerlerde kimseye zulmetmemiş, adaletiyle düşmanların takdirini kazanmış, Müslüman olmayıp da cizye vererek İslâm’ın himayesine giren milletler huzur ve emniyet içinde yaşamışlardır.

626 yılında Hz Muhammed 55 yaşında iken Hz. Ebu Bekir‘in kızı Hz. Ayşe (d.614) ile evlendi.

Hz. Ebu Bekir, Mukillîn denilen çok az hadis rivayet eden ashabdan sayılır. O, yanılıp da yanlış bir şey söylerim korkusuyla yalnızca yüz kırk iki hadis rivâyet etmiş veya ondan bize bu kadar hadis rivayeti nakledilmiştir.

Hz. Ebu Bekir, hicretten sonra Medine’de yakalandığı hastalığının ortaya çıkması üzerine yatağa düşünce yerine Hz Ömer‘in namaz kıldırmasını istedi. Ashâbla istişare ederek Hz Ömer‘i halifeliğe uygun gördüğünü söyledi. Hz. Ömer’in sert ve kaba oluşu gibi bazı itirazlara cevap verdi ve hilâfet ahitnamesini Hz. Osman‘a yazdırdı.

Hz. Ebu Bekir, 23 Ağustos 634 tarihinde Medine, Suudi Arabistan‘da 61 yaşında vefat etmiştir. Vasiyeti üzere Hz Muhammed‘in yanına -omuz hizasında olarak- defnedildi. Böylece bu iki büyük insanın, iki büyük dostun, kabirlerinde de birliktelikleri devam etti.

Eşleri :
1. Katile binti Uzza,
2. Ümmü Ruman binti Amr,
3. Cüneybe binti Harice,
4.Habibe Fahita binti Haris,
5. Esma binti Ümeyse.

Oğulları :
1. Abdullah,
2. Abdurrahman,
3. Muhammed.

Kızları:
1. Esma,
2. Ayşe,
3. Ümmü Gülsüm.

İlgili Makaleler

Hz. Ebu Bekir hakkında ziyaretçi yorumları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu