Jean-Leon Gerome kimdir, Oryantalizm akımının en önemli sanatçılarındandır.
Jean-Leon Gerome, 11 Mayıs 1824 tarihinde Vesoul, Fransa‘da Pierre Gérôme ve Claude Francoise Gérôme’nin ilk oğlu olarak doğmuştur. Şimdi akademikcilik olarak bilinen tarzda Fransız ressam ve heykeltıraştır. Oeuvre, tarihsel resim, Yunan mitolojisi, Oryantalizm, portreler ve diğer konulardan oluşan, akademik resim geleneğini sanatsal bir zirveye taşıdı. Birçok ünlü ressamın öğretmenliğini de yapan Jean-Leon Gerome, arasında Odilon Redon, Thomas Eakins, Mary Cassatt, Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa gibi ünlü ressamları yetiştirmiştir.
Jean-Leon Gerome, 1840 yılında Paris‘e gitti, 1843–1844 yıllarında ressam Paul Delaroche‘den eğitim aldı. Paul Delaroche‘un tarihsel gerçeklikte eserler üretmesi Jean-Leon Gerome’yi etkilemiş ve 1847 senesinde Paris Salon sergisine katıldığı “Horoz Dövüştüren Genç Yunanlılar” adlı yapıtıyla dikkat çekmeyi başarmıştır.
“Horoz Dövüştüren Genç Yunanlılar”adlı tablosu
Paris’te çalıştığı atölyedeki çalışma disiplini çok sıkıdır. Sabahları 5 saat çizim ve her çizim için sarf edilen bir hafta. Öğleden sonraları ise şahsi çalışmalar için sokaklarda yapılan çizimler, doğada çalışılssamların önemli yağlıboya tablo çalışmalarının tekrar edilmesi. Bunlar yetmezmiş gibi Jean-Léon Gérôme anatomi ve perspektif konusunda ekstra dersler de aldı.
Tahsilinin 3’üncü yılında, Vasoul’den tatilden Paris‘e döndükten sonra Paul Delaroche‘den eğitim aldığı atölyenin kapandığını öğrenir. Delaroche karısının ölümünden sonra depresyona girmiştir. Bu safhada Gérôme hocasının Roma‘ya gitmek istediğini öğrenir ve onunla birlikte Roma‘ya gider.
İtalya‘da Floransa‘ya, Roma‘ya, Vatikan‘na, Napoli‘ye ve Pompei‘ye geziler yaptı. Özellikle Napoli Müzesi‘nde çok vakit geçirir. Ancak tifo hastalığına yakalanır ve annesi gelerek kendisine bakmak zorunda kalır. 1844 yılında Paris‘e döndüğü zaman Charles Gleyre‘nin atölyesine gitti ve orada kısa bir süre çalıştı. Daha sonra École des Beaux-Arts‘a katıldı. 1846 yılında prestijli Prix de Rome‘a girmeye çalıştı, ancak figür çizimi yetersiz olduğu için son aşamada elendi.
Antik Yunan yaşamını eskisinden farklı olarak tarihsel anlamda değil erotik ve nükteli bir biçimde anlatmayı tercih eden Jean-Leon Gerome, 1850’lerde gerçekçi bir anlatım tarzını benimsemiştir. “Augustus Dönemi”, “Kamp Eğlencesi” ve “Moldovya Anısı” gibi yapıtlarını bu yolla icra etmiştir.
Jean-Leon Gerome, aldığı siparişler ile elde ettiği kazançla 1853 yılında aktör Edmond Got ile birlikte İstanbul‘a gitti. Aynı yıl Paris‘te stüdyoların bulunduğu Boîte à Thé’ye taşındı. Bu semt aynı zamanda, diğer sanatçılar, yazarlar ve aktörler için bir buluşma yeriydi. 1854 yılında, St. Séverin Kilisesi’ndeki St. Jerome Şapelini süsleme konusundaki siparişini tamamladı.
1855 yılında İstanbul‘a geldi. 1856 yılında Mısır‘ı ziyaret etti. Nil’i, Kahire’yi, Abu Simbel’i, Sina Yarımadası’nı dolaştı, ardından Kudüs‘e ve nihayetinde Şam‘a ulaştı. Bu gezi, Kuzey Afrika manzaraları ile oryantalist tablolarının başlangıcını oluşturdu. 600’e yakın yapıtının 250’sini Oryantalist konular oluşturmuştur.
1865 senesinde Fransız Enstitüsü’ne üye seçilmiş ve Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda 40 sene hocalık yapmış, Ecole des Beaux-Arts’daki üç profesörden biri olarak atandı, Çoğu, kendi stüdyosundan gelmiş on altı öğrenciyle derslere başladı. Yaklaşık 2000 öğrenci yetiştirmiştir. Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, Halil Paşa ve Cemal Bey gibi Oryantalist tarzda eserler ortaya koyan Türk sanatçılar da Paris‘e giderek Gerome’dan eğitim almıştır. 1869’da İngilizlerin onur üyesi seçildi.
Jean-Leon Gerome, 1861 yılının sonlarında sanat simsarı Adolphe Goupil’in kızı Marie Goupil ile evlendi. 4 kızı, bir oğlu olmuştur.
1868 yılında yeni bir Orta Doğu turuna çıkan Jean-Leon Gerome, artık Arapça da konuşabiliyor olarak dolaşmış ve birçok eserler yaratmıştır.
19 Temmuz 1870 – 10 Mayıs 1871 tarihleri arasında olan Fransa-Prusya Savaşı sırasında savaş başlayınca Londra‘ya gitmiş, ama 1871’de tekrar Paris‘teki evine dönmüş, ders vermeye devam etmiştir.
Genel olarak büyük anıtsal kapıların önünde bekçiler, askerler, başıbozuklar, hamamda çıplak kadınlar, namaz kılan insanlar sık oluşturduğu kompozisyonlardır. Gerçekçiliği ön planda tutan sanatçı Paris‘te doğu tarzında döşediği evindeki kumaşlar ve eşyaları eserlerine dahil etmiştir. 1878 tarihinden itibaren heykelleriyle ön plana çıkan sanatçı bir süre daha bu alanda çalışmayı sürdürmüştür.
Jean-Leon Gerome, 1871 kışında Türkiye, 1873‘te Cezayir, 1874‘te Hollanda‘ya, ardından İstanbul‘a olan hayranlığı nedeniyle 1875 senesinde Abdullah Biraderler’in davetlisi olarak Topkapı Sarayı‘na gelen Gerome, burada iç mekanı ve avluları fotoğraflamış daha sonra bu fotoğraflar üzerinden “Köşkte Harem”, “Sultan ve iki Muhafızı” ve “Nargile Yakan Kız” gibi eserler yapmıştır. dolmabahce-sarayi Koleksiyonu’nda “Mısır’da Kahve” adlı tablosu bulunan Gerome, Bursa‘ya karşı da büyük bir ilgi duymuş, “Bursa’da Büyük Havuz”, “Bursa’da Halifelerin Mezarı” ve “Akbar’ın Acısı”gibi yapıtlar ortaya koymuştur.
1879’da tekrar Türkiye, 1880 Mısır, 1881 Yunanistan, vs. derken devamlı seyahat etmiştir. Bu sırada dizanteri hastalığına yakalanmış ama çalışmalarına devam etmiştir. En çok da İstanbul ve Kahire‘yi resmetmiştir. Bursa‘ya gelip, resimler yapmış, fotoğraflardan da çalışmıştır.
Jean-Leon Gerome, 10 Ocak 1904 tarihinde Paris, Fransa‘da 80 yaşında ölmüştür.
Jean-Léon Gérôme zamanının en popüler ve ünlü ressamı olup dünya yüzünde tabloları Oryantalist Resim klasmanında en çok tekrar üretilerek satışa arz edilen ressamdır.
Türkiye’de de en çok Halı Tüccarları ve Hamam temalı eserleri rağbet görmüştür.
Halı Tüccarı, 1887.