Özkan Uğur kimdir, Müzisyen, bas gitarist, şarkıcı, aktör, perküsyoncu. Mazhar Fuat Özkan’ın Özkan’ı, Türkiye’nin en iyi bas gitaristlerinden biri ve oldukça başarılı bir aktördür. Oyunculukla müziği birlikte sürdüren ünlü müzisyen, kendisiyle yapılan röportajlarda müziğin kendisi için her zaman öncelikli bir yerde durduğunu dile getirmiştir. Nev-i şahsına münhasır kişiliği, sempatikliği ve canlı performanslardaki hareketliliğiyle oldukça renkli bir sanatçı profili çizmektedir. Kullandığı Fender Jazz Bass kendisine Barış Manço tarafından hediye edilmiştir.
17 Ekim 1953’te dünyaya geldi. Küçükken oyuncu olma hayali kuran Uğur, daha sonra kendisiyle yapılan bir röportajda konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapacaktı: .
Müzik hayatına Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası‘nda başlayan Uğur, 1971 senesinde Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in kurduğu Kaygısızlar grubunda profesyonel olarak basgitar çalmaya başladı. 1972‘de kurulan Kurtalan Ekspres‘in ilk kadrosunda bulunan Uğur bir süre sonra aynı yıl kurulan ve Erkin Koray‘ın grubu olan ter’de çalmaya başladı. Ter’den sonra, askerden dönen Barış Manço’nun yeniden kurduğu Kurtalan Ekspres’e katılıp 1973–1975 yılları arasında dönem dönem onlarla çalıştı.
Edip Akbayram-Dostlar ve Seyhan Karabay-Kardaşlar kadrolarında da bulunan Uğur, 1975’te Ersen ve Dadaşlar‘da çalmaya başladı. Uğur, 1976‘da yine Fuat Güner-Mazhan Alanson liderliğinde kurulan İpucu Beşlisi‘ne geçtiğinde müzikal yolculuğunda Anadolu Rock sayfasını kapatmış oluyordu. 1978‘de Galip Boransu ve Cengiz Teoman ile Grup Karma‘yı kuran Uğur, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’le aynı müzikal dili konuşuyordu ve MFÖ’nün Özkan’ıydı. Hayatında başka projeler olsa da grubun ayrılmaz üyesiydi.
MFÖ’nün grup olarak büyük başarı kazandığı 80’lerde oldukça üretken ve verimli olan Uğur, 1988’de Fuat Güner ve Mazhar Alanson’un da rol aldığı Arkadaşım Şeytan filmiyle beyazperdede ilk defa görünmüş oluyordu.
1996’da Türk sinemasının yeniden doğuşu olarak nitelendirilen Eşkıya filminde usta oyuncu Şener Şen’le birlikte başrolleri paylaştı. Aktör olarak adından başarıyla söz ettiren Uğur, çeşitli reklâm filmlerinde de oynadı.
1997’de başrolünde Meltem Cumbul’un oynadığı, Uğur Turagay filmi Karışık Pizza’nın soundtrack albümündeki “Maksat Muhabbet Olsun” şarkısını seslendirdi.
1999 yılında yönetmenliğini Eşkıya filmini de çekmiş olan Yavuz Turgul’un yaptığı uzun soluklu TV dizisi İkinci Bahar’da Şecaattin rolünü büyük başarıyla canlandırdı. Dizideki rolüyle hafızalara kazınan Uğur’un, müzikal ve teatral anlamda sahip olduğu yetenekleri büyük takdir topladı.
2001’de yönetmenliğini Sinan Çetin’in yaptığı Komser Şekspir’de kamera önüne geçtikten sonra, 2002’de
Suna Pekuysal’la başrolleri paylaştığı Yeter Anne isimli TV dizisinde oyunculuk yaptı. Dramadan komediye farklı türlerde oldukça başarılı bir oyunculuk performansı sergileyen Uğur, tüm bu dönemler boyunca her şeyin üstünde tuttuğu grubu MFÖ’yle albüm ve konser çalışmalarına da devam etti.
Alacakaranlık, Cennet Mahallesi ve İstanbul Şahidimdir isimli yapımlarda oynadıktan sonra 2004’te
Cem Yılmaz’ın yönetmen koltuğuna oturup gişe rekoru kırdığı filmi G.O.R.A.’da Garavel karakterini yine büyük başarıyla canlandırdı. G.O.R.A.’nın soundtrack’i için yaptığı “Olduramadım” isimli şarkıyla ilk solo çıkışını gerçekleştirdi.
2006’da “Kısık Ateşte 15 Dakika” isimli TV dizisinde Fazıl karakterini canlandırdı.
Aysun Aslan’la evli olan sanatçı halen, grubu MFÖ’yle müzik çalışmalarını sürdürmektedir. Özkan Uğur bas gitar yanında perküsyon da çalmaktadır.
8 Ocak 2006’da Radikal Gazetesi’nin Özkan Uğur’la Yaptığı Röportaj
*Özkan bey, bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Kendimizden geliyor herhalde, içimizden yani. İç enerjisi kendiliğinden geliyor. Maşallah diyelim. 2005 benim için çok farklı bir yıl oldu inşallah 2006 da böyle geçer.
Ama her şeyden önemlisi sağlığımız. Sağlığımız iyi olduğu müddetçe çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kısmetse tabii.
*Vitamintakviyesi filan yapıyor musunuz ayıptır sorması?
Abi ben spor yapıyordum, şu anda spor yapamıyorum. Yapamadığım için iç huzurum enerjisiz. Ama çalışarak yapıyoruz sporu. Burada (Dizi seti) çalışıyoruz devamlı. Akşam erken yatıyorum ve sabah erken kalkıyorum mecburen. Eskiden geç yatıyorduk ve geç kalkıyorduk ama şimdi çalışma olduğu için böyle. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur babacım. Öyle değil mi?
*Tabii, bu arada yeni albümünüzü ne zaman dinleyeceğiz.
Bir aya kadar çıkıyor. Hepsi yeni şarkılar. 10 sene aradan sonra yaptık bu albümü. ‘Mazaretim Var Asabiyim’den bu yana 10 sene geçmiş. 10 senedir grup bir şey yapmıyor ama bu 10 sene arasında da en çok konser verdiğimiz zamandır. Yani konserlerimizin bu kadar dolu olduğu bir zaman hatırlamıyorum. O da herhalde müziğin kirlenmesinden, dumura uğramasından dolayı millet bizim konserlerimize geldi. Şarkılar gene MFÖ’nün şarkıları. Benim üç tane şarkım var. Fuat’ın var, Mazhar’ın dört tane şarkısı var. Gene MFÖ tarzı bildiğiniz gibi olacak.
*Bir de dizide bir şarkı söylediniz, muhteşemdi.
Onun hikâyesi de Baba Zula diye bir grup var, onlar benden rica etti, bir parçaları varmış müziği hazır. Fakat söylenmesi gerekiyor ve doğaçlama yapılması gerekiyor. Ben de gittim kayıt için ‘bir kerede söyleyemeyeceğim’ dedim ve bir kerede kaydettik. Sonradan araya zaman girdi. Ve ‘niye ben bunu kendi dizimde bir meyhanede söylemeyeyim?’ diye düşündüm. Yetkili mercilere fikrimi ilettim ve çocuklardan da iznini aldım. Güzel oldu galiba. Beğendi millet.
*Son yıllarda sinema filmlerinde ve dizilerde rol aldınız, en çok hangisi etkilemiştir sizi?
Şimdi, ‘Eşkıya’, ‘Yeter Anne’, ‘İkinci Bahar’, ‘Komser Şekspir’, ‘Alacakaranlık’, ‘İstanbul Şahidimdir’, hepsi güzel oldu. Keza G.O.R.A öyle. Benim ilk filmim aslında ‘Arkadaşım Şeytan’dır. Mazhar’la oynamıştık. Ama kısa bir roldü o. Esas tek başıma performans yaptığım film ‘Eşkıya’ oldu. Orada da, Yavuz Turgul keşfetti beni. Yavuz Turgul benim o, ‘Mazeretim Var Asabiyim Ben’in klibindeki yüzümdeki mimiklerden etkilenmiş herhalde. Ondan dolayı oynattı. Sonra da yürü ya kulum oldu. Kader işte.
*Bir de siz yarışma programları sunmuştunuz bir aralar.
Valla şu anda sunmuyorum. Pek de düşünmüyorum doğrusunu söylemek gerekirse. Memnundum aslında, gayet güzel altın yarışmasıydı fakat kriz dönemine denk düştü. Herkes krize girdi, girince de bozuldu her şey. Yarışma programı güzeldi ve çok da zamanımı alan bir hadiseydi. Her gün oradasın. Sonra bir program daha sundum ‘Kaç Para’ diye. Ama şu anda ‘Cennet Mahallesi’nde oynamaktan gayet memnunum. Burada ciddi bir iş yapıyoruz ve o karakterin içine girmek durumundayım. Kıyafetlerimi giydikten sonra o kişiliğe geçiyorum. ‘İkinci Bahar’da da öyleydim. Şecaattin o bıyıklarını takınca o adamın ruhunun içine giriyordum.
Burada da üçkâğıtçı bir tipi oynuyorum. Fakat kalbi temiz tabii, her zaman olduğu gibi. Altın kalpli bir üçkâğıtçı. O karakterin içine giriyorum ama soyunduktan sonra ben Özkan’ım. Önemli olan da o. Tiyatro da yaptım ayrıyetten. ‘Küçük bir iş için yaşlı bir palyaço aranıyor’ da oynadım. Eğer zamanım olursa yine onu oynamak istiyorum. Devlet Tiyatrosu’nda misafir oyuncu olmak istiyorum. O da çok keyifli bir iş çünkü.