Selçuk Bey kimdir
Selçuk Bey kimdir, Büyük Selçuklu Devleti‘ne adını veren kişidir. Bir Türk devleti olan Büyük Selçuklu Devleti 1038 yılında Selçuk Bey tarafından kurulmuştur.
Selçuk Bey, yaklaşık 910 yılındauk bin Dukak’dır. Aral Gölü’yle Hazar Denizi arasındaki topraklara hakim olan Oğuz Türkleri‘nin Kınık boyundandır. Babası Dukak Subaşı Oğuzların ordu komutanıdır. Onuncu yüzyıl başlarında doğan ve babası Dukak Bey öldüğü zaman henüz 17-18 yaşlarında olan Selçuk Bey, Yabgu’nun yanında görev aldı ve yetişti. Daha sonra da Yabgu Oğuzlarına subaşı oldu.
Selçuk Bey döneminde Oğuz Türkleri İslamiyeti kabul ederler. Aynı zamanda Kınık boyu Anadolu’ya Oğuz Yabgu devletinden koparak göç etmiştir.
Genç yaşına rağme Selçuk Bey’in giderek artan itibarı, Oğuz Devleti’nin Yabgusu ve eşini rahatsız etti. Bir süre sonra Yabgu ile arası açılan Selçuk Bey, kendisine bağlı kalabalık Oğuz kütleleriyle, Maveraünnehir’e doğru göç etti. Çok sayıda at, deve, koyun ve sığırı da yanlarında götürdüler. Bu göçün asıl sebebi yer darlığı ve otlak yetmezliği idi.
Bir Türk devleti olan Büyük Selçuklu Devleti, 1038 yılında Selçuk Bey tarafından kurulmuştur. Selçuk Bey tarafından kurulan Büyük Selçuklu Devleti Türkler’in göçmenliğine son vererek yerleşik hayata başlamaları için önemli bir adım olmuştur.
Bağdat‘ı başkent yapan Büyük Selçuklu Devleti 10.000.000 Km kadar uzanan sınırları ile döneminin güçlü devletleri arasında yer almıştır. Dil olarak Türkçe ve Farsça kullanan devlet Monarşi yöntemi ile yönetilmekteydi. Din olarak İslam kabul edilen Büyük Selçuklu Devleti’nin bayrağında Turkuaz renginde çift başlı bir kartal bulunmaktadır.
Selçuk Bey 960’ı takip eden yıllarda Seyhun (Sırderya) nehri kenarında yine bir Oğuz şehri olan Cend’e geldi. Maveraünnehir’den daha evvel göç etmiş Müslüman Türkler de burada oturuyordu. Selçuk Bey’in Türklerle diğer İslâm ülkeleri arasında bir sınır teşkil eden Cend’e gelişi, tarihte önemli bir çağın başlangıcı sayılır.
Selçuk Bey, bu yeni bölgenin siyasî ve sosyal şartlarını da değerlendirerek, kendisine bağlı Oğuzlarla birlikte Müslüman oldu. Buhara ve Harezm gibi yakın İslâm ülkelerinden de din adamları istedi. Müslüman olan oğuzlara, diğer soydaşlarından ayırt etmek için özel bir adlandırma ile Türkmen denmeye başlandı. Böylece, Türkmen adıyla da anılan bu Türk kütlesi, siyasî ve sosyal yönden yeni bir hüviyet kazanmış oluyordu. Artık o, İslâmiyet için “cihada hazır bir gazi” idi. Nitekim, Oğuz Yabgusu’nun memurları Cend şehrine yıllık vergiyi almak için geldikleri zaman “Ben kâfirlere haraç vermem” diye onları uzaklaştırdı. Gerçemişti.
Bundan sonra İslâmiyeti yaymak için mücadeleye başladı. Bundan sonra gittikçe yerleşip yaygınlaşan Türkmen adı, 13. yüzyıldan itibaren tamamen Oğuz adının yerini aldı. Oğuz Devletine karşı yaptığı çarpışmalardan iki önemli fayda sağladı. Birinci fayda, Müslüman Oğuzların kendisine katılması ve savaşlarda görev alması oldu. İkinci fayda ise, Cend şehri ve civarında Yabgu’nun nüfuzunu kırarak kendi bağımsızlığını ilân etmesi idi. Bu savaşlardan birinde oğlu Mikail’i kaybetti. Bunun üzerine Mikail’in oğulları olan Tuğrul Bey ve Çağrı Bey’i yanına alarak kendi yetiştirdi.
Komşu devletler de onun bağımsızlığını tanıdılar. Artık Selçuklu Devleti kurulmuş oluyordu. Şimdilik küçücük bir devlet idi ve tam bağımsız sayılamazdı.
Bu sırada Türk Karahanlı Devleti ile İranlı Sâmanî Devleti savaş halindeydiler. Sâmanî Devleti, Selçuk Bey’den yardım istedi. Selçuk Bey’in hem yeni topraklara ihtiyacı, hem de Büyük Türk Hakanlığı’nda gözü vardı. Oğlu Arslan Bey‘in kumandasında gönderdiği kuvvetler sayesinde Sâmanî Devleti Karahanlılara galip geldi. Bunun sonucu ve karşılığı olarak da Buhara ile Semerkant arasında, Nûr kasabası yakınlarında bir bölge yurtluk olarak Selçuklulara verildi.
Artık Selçuklu Devleti, bir yanda Karahanlı Türk Devleti, öbür tarafta İran Sâmanî Devleti olmak üzere iki büyük devlet arasında yer almış bulunuyordu ve burada tutunmak zorundaydı. Selçuklular, iki devletle ilişkilerini bütün fırsatları değerlendirerek dengelediler.
Karahanlılar 992’de Sâmanîler başkenti Buhara’yı zaptettiler. Sâmanîler bölgeye yani Maveraünnehir’e ancak Oğuz Devletinin yardımı ile tekrar hâkim olabildiler. Fakat artık Sâmanî Devletinde huzursuzluk ve kargaşa yoğunlaşıyordu. Bundan Gazne Türk Devleti de yararlanmak istedi. Çünkü yeni Gazne Türk Devleti henüz Sâmanîlere bağımlı olmaktan kurtulamamıştı ve kurtulmak için fırsat kolluyordu.
etli Karahanlı Devleti ile, gittikçe kuvvetlenen Selçuk ve Gazne Türk devletleri arasında yok olmaya mahkûmdu. Türk devletleri de Büyük Hakanlık için birbirleriyle mücadele verdiler ve yavaş yavaş üstünlüklerini kabul ettirdiler.
Mikail, Arslan, İsrafil, Yusuf ve Musa adındaki oğullarıyla birlikte Büyük Selçuklu Devleti’nin temellerini atan Selçuk Bey 1009 yılında ve 100 yaşlarında öldüğü zaman devleti iyice teşkilâtlanmış, Selçuklu İmparatorluğunun temelleri tamamen atılmıştı.
Mikail Yabgu, Arslan Yabgu, Musa Yabgu, Yunus Yabgu adlarında 4 oğlu vardı.
Selçuk Bey, 1009 yılında Kazakistan‘da Cend’de ölmüştür. Ölümünden sonra yerine oğlu Arslan geçti. Selçuk Bey’in temelini atıp miras bıraktığı bu devlet oğlu Arslan Bey zamanında geniş sınırlara ulaşarak ihtişamını artırdı. Ardından torunu Tuğrul Bey devletin başına geçti. Onun ardından da Tuğrul Bey‘in kardeşi Çağrı Bey’in oğlu Alparslan devletin sınırlarını olabildiğince genişletti.
1038 yılında Selçuk Bey tarafından kurulan ve 1150’li yıllarda yaşanan haçlı saldırıları ve göçebe istilaları sebebiyle ekonomisinde ve ordusunda yaşanan büyük sıkıntılar sonucu 1157 yılında Büyük Selçuklu Devleti varlığını sonlandırdı.
Selçuk Bey hakkında ziyaretçi yorumları