Tunalı Hilmi kimdir, Milletvekilliği sırasında, ilerideki Atatürk devrimlerine kaynaklık eden ilerici kanun teklifi ve önergeleri vermiş bir yenilikçidir. Öz türkçe, kadın, köylü, işçi haklarının savunuculuğunu yapmıştır.
Tunalı Hilmi, 28 Ağustos 1871 tarihinde bugün Bulgaristan sınırları içinde bulunan (Tırgovişte) Eskicuma’da doğmuştur. 1877 Rus savaşı nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul”a göç etti. Annesi, babası Kantacıoğulları ailesinden tütün fabrikası sahibi ve tekel tütün eksperi İsmail Efendi’dir. Aynı zamanda “Vilayet sertahsildarı” olan babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Anadolu’nun değişik yerlerinde tamamladıktan sonra Fatih Askeri Rüşdiyesi’ni bitirip Kuleli Askeri Tıbbiye İdadisi’ne kaydoldu.
Tunalı isi öğrencisiyken Abdülhamit II yönetimine karşı “Teşvik”adlı gizli bir haftalık dergi çıkardığı ve yönetim aleyhine yazılar yazdığı için tutuklandı. Gazeteleri yaktığı için aleyhinde delili bulunamadı ve hakkında işlem yapılmadı. Daha sonra girdiği Gülhane Askeri Tıbbiye Mektebinde “Gizli Mektepliler” adlı bir örgüt kurdu, daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti. Hilmi Bey, Jön Türklerle temas kurmak için Paris‘e giden İttihad-ı Osmani Cemiyeti üyesi Ahmet Verdani ye 200 Frank göndermesi nedeniyle tutuklandı. Bir süre sonra çıkarılan af ile serbest kaldı.
Ekim 1895‘te, Tıbbiye son sınıf öğrencisiyken Avrupa”ya kaçarak İsviçre‘nin Cenevre kentine yerleşti.
Cenevre’de iken yarım kalan tıp eğitimine Cenevre Üniversitesi pedagoji bölümünde devam etti. Tunalı Hilmi, “İttihat ve Terakki Cemiyeti”nin Cenevre şubesini kurdu.
Avrupa’da ilk yıllarını Jön Türkler hareketinin kuruluş çalışmalarıyla geçirdi. Padişah Abdülhamit II‘nin görevlendirdiği Ahmet Celaleddin Paşa 1896’da Cenevre’ye gelmiş ve Jön Türkler‘i İstanbul’a dönmeye ve padişaha bağlı kalmayı çağırmıştı. Paşa’nın “Hutbe” kitapçıklarını ve gazete kalıplarını satın alma teklifini kabul eden Tunalı Hilmi, aldığı para ile çalışmalarını sürdürdü. Ocak 1896 ayında Mücadele çizgisini ılımlı bulduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde Osmanlı İhtilal Fırkasını kurdu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 1896 yılında gerçekleşen olağanüstü toplantısında başkan seçilen Mizancı Murat, 1897’de hareketin merkezini Cenevre’ye taşıdı. “Meşveret” ve “Mizan” gazetelerinde yazılar yazdı. Hutbe adını verdiği küçük broşürlerde Jön Türklerin düşüncelerini dile getiren propaganda yazıları kalem aldı.
Ayrıca Avrupa’da eğitim gören Türk öğrencilere yardımcı olmak amacıyla “Osmanlı Talebe Cemiyeti”’ni kurdu ve “Avrupa’da Tahsil” adında bir kılavuz kitap yayınladı.
Juliette adında İsviçreli bir hanım ile evlenen Hilmi Bey’in bu evliliğinden S oğlu dünyaya geldi
Bir süre İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin genel sekreterliğini de yürüten Tunalı Hilmi 1897’de Cenevre’de İshak Sükuti ve Abdullah Cevdet ile Osmanlı gazetesini çıkardı. bu gazetede Türkçü, milliyetçi, cumhuriyetçi fikirlere yer verildi. Abdülhamit II, yönetimin aleyhine yayınlarını durdurması konusunda görüşme için bu defa Paris sefiri Münir Paşa‘yı gönderdi ise de Hilmi Bey buluşmayı reddetti. Hilmi Bey’in direnişini kırabilmek için babası İsmail Efendi tutuklandı ve sürgün olarak gönderildiği Musul‘da 1899 yılında öldü. Kardeşlerinden Faik Bey askerlikten ihraç edildi ve babasının sürgün yıllarını paylaştı. Ortanca kardeşi Şükrü Bey önce Bağdat‘a sonra Basra‘ya sürüldü ve orada yoksulluk içinde can verdi. Büyük kardeşi Fehmi Bey baskıdan kurtulmak için önce Bulgaristan‘a sonra ABD‘ye kaçtı; bir süre New York– Chicago demiryolu hattında işçi olarak çalıştıktan sonra tekrar Bulgaristan‘a döndü.
Ailesine yapılan bu zulümler ile kini daha da büyüyen Tunalı Hilmi, 1898‘de İttihat ve Terakki Cemiyeti müfettişi olarak Mısır‘a gitti ve cemiyetin Kahire şubesini örgütledi. Kahire’de “Hak” isimli bir gazete çıkardı. 1900 yılında Paris‘e döndü. Jön Türkler‘in çoğu 1899 yılında sarayla uzlaşmasından sonra Tunalı Hilmi Bey ve arkadaşları da hareketlerinin finansmanını sağlamak üzere Abdülhamit II ile kâğıt üstüne kalan bir anlaşma yapma yoluna gitti. “Osmanlı Gazetesi”‘nin yayının durdurulması karşılığında devlet görevlerinde yer almayı kabul ettiler. İshak Sükûti Osmanlı Devletinin Roma, Abdullah Cevdet Viyana elçiliğine doktor olarak atandıktan sonra; kendisi de 1900 yılında Madrid elçiliği Baş Kâtipliğine atandı.
Memuriyeti sırasında “İntikamcı Yeni Osmanlılar Cemiyeti”’nin kurulması ve “İntikam” adlı bir gazetenin çıkarılması için Ali Fahri (Ağababa) Bey’e destek verdi. Atina ve Cenevre’ye giderek cemiyet üyelerinin tutuklanmasına sebep olan kimselere suikast girişimi düzenlenmesi için ve hutbelerinin Cenevre’de yayımlanmasını sağlamak için uğraştı. Faaliyetleri istibdat yönetimi tarafından öğrenilince elçilikteki görevinden alındı.
Ali Fahri Bey ile birlikte Paris‘te 4 Şubat 1902‘de I. Jön Türkler Kurultayı’nın toplanmasını organize etti. I. Jön Türk kurultayı’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ikiye bölünmesi ile sonuçlanınca artık cemiyet içinde aktif bir rol üstlenmedi.
1904 yılında Mısır‘a tekrar gitti; Muhtelit Mahkeme‘de çalıştı, “Kanun-ı Esasi” ve “Hak” gazetelerine yazdı. II. Meşrutiyet‘in ilanından ve Abdülhamit II‘nin tahttan indirilmesinden sonra İstanbul’a döndü ve başta “İnkılâp” olmak üzere çeşitli yayın organlarında yazıları yayımlandı.
1910- 1916 yılları arasında Kdz. Ereğli, Silivri, Bayburt, Ordu, Beykoz ve Gemlik’te Kaymakamlık yaptı. Daha sonra savaş nedeniyle ülkeye göç eden ve sığınanların durumlarını denetlemek ve düzenlemekle görevlendirildi. Bu görevi 1919‘a kadar sürdürdü.
1908 Meşrutiyet devriminden sonra kadın haklarının kazanılması için çalışmalar yaptı. Bunun bir parçası olarak 10 Ocak 1910 tarihinde Karadeniz Ereğli’sinde “Karadeniz Ereğli Evlendiriciler Cemiyeti”ni kurdu. Kuruluş amacı yoksul ya da kimsesiz olanlara ev, tarla, sermaye yahut çiftçilik aletleri tedarik etmek Kızların 15, erkeklerin 18 yaşından önce evlenmesine engel olmak, külfetli düğünler yapmamak, başlık parasını ortadan kaldırmak ve bunun gibi kadın haklarını savunan hükümler taşıyan cemiyet tüzüğünü hazırladı. Şehrin ileri gelenlerini bu cemiyet etrafında topladı.
Tunalı Hilmi, 1919 yılında yapılan seçimlerde Bolu mebusu olarak Son Osmanlı Meclisi Mebusanı’na girdi. İstanbul”un işgali ve meclisin çalışamaz duruma düşüp dağılması üzerine Ankara‘ya geçti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde yine Bolu’yu temsil etti. Haziran 1920’de Kdz. Ereğli’yi işgal etmek isteyen Fransız birliğine karşı direnişi örgütledi. Buradaki askeri başarılarından dolayı 21 Nisan 1924 tarihinde 1731 sıra nolu İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi I. Dönemde Bolu milletvekili (23 Nisan 1920 – 11 Ağustos 1923), II. ve III. Dönemlerde (1923-1927 ve 1927-1931) TBMM’de Zonguldak milletvekili olarak görev aldı. Kömür havzasındaki işçilere yönelik çalışmalar yaparak TBMM’deki girişimleriyle 30 Mart 1923”de 25 yataklı Amele Hastanesinin kurulmasına ve Havza-i Fehmiye Kanununun çıkmasına öncülük etti.
Tunalı Hilmi, 26 Temmuz 1928 tarihinde İstanbul’da tüberküloz hastalığına yakalanıp 57 yaşında ölmüştür. Maçka Mezarlığı’nda toprağa verildi, mezarı daha sonra Ankara’ya Cebeci Asri Mezarlığı’na taşındı.
İsmi, Ankara’nın Kavaklıdere semtindeki önemli bir caddeye verildi.
Eserleri :
1904 – Un projet d’organisation de la souverainete du peuple en Turqie (Türkiye’de halk hakimliği (düzen) Bir şart-Bir dilek) adıyla yayımladığı ayrıntılı anayasaya tasarısı. (Bu çalışması Fransızcasından çevrilerek Tarih ve Toplum dergisinde “Tunalı Hilmi’nin Halk Hakimiyeti Risalesi ve Anayasa Tasarısı” adı altında yayımlandı.(Mart 1984, sayı 3) )
Evvel ve Ahir
Makedonya Mazisi
Hâl
1898 – Makedonya: Mazisi – Hali – İstikbâli
1898 – İstikbal
1899 – Peşte’de Reşid Efendi
1900 – Rezalet Portekiz’de
1900 – Rezalet yine İspanya’da
1901 – Kongre, Cevapları-Cevabımız
1901 – Kongre Nedir, Nasıl Olmalıdır?
1902 – Bir Dilek
1903 – Avrupa’da Tahsil
1906 – Osmanlı’da Ahali Hekimliği
1923 – Memiş Çavuş Büyük Millet Meclisinde.